“Cinsel İstismara Karşı Öğretmenler Elini Taşın Altına Koymalı”

Beyza Kural- Mor Sertifika 15 Mart 2018 Türkçe
Facebook Twitter

2017 çetelesinde okul ve çevresi çocuğun cinsel istismarının yaşandığı yerlerin başında. 34 yıllık öğretmenle ve Mor Sertifika Programı ekibiyle deneyimlerini ve yapılması gerekenlere dair görüşlerini konuştuk.

“Birden çok kız öğrenciyi taciz eden öğretmen şikayetimizin ardından başka okulda görevlendirildi. Daha sonra, önceki okulunda da tacizde bulunduğunu ancak dosyanın kapatılarak benim görev yaptığım okula gönderildiğini öğrendim.”

Kadın ve LGBTİ editörü Çiçek Tahaoğlu’nun hazırladığı bianet’in erkek şiddeti çetelesine göre erkekler 2017’de en az 376 kız çocuğuna istismarda bulundu. Çocuk istismarının yaşandığı yerlerin ilk sırasında okul ve çevresi, faillerin başında da okul çalışanları geliyor. Bunların yanında istismarı ortaya çıkaranlarda öğretmenlerin rolü büyük.

Peki çocuklar istismarı kimlere anlatıyor, paylaştıkları öğretmenler bu konuda adım attıklarında neler yaşıyor, faillere ne oluyor, ne yapmalı?

Liselerde 34 yıllık felsefe grubu öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olan psikolog Sevcan Erikan ile bu sürede yaşadığı deneyimleri, gördüğü eksikleri, yapılması gerekenlere dair görüşlerini sorduk.

Eğitimin farklı kademelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık kazandırmayı amaçlayan, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından yürütülen Mor Sertifika Programı ekibinden Ayşegül Taşıtman ve Betül Sarı da eğitimlerden hareketle sorularımızı yanıtladı.

“Güven duyduklarında anlatıyorlar”

Sevcan Erikan, öğretmenlik hayatı boyunca, karşılaştıkları istismarı kendisine anlatan öğrencileri olduğunu anlatıyor. Bu konuda adres olarak görülmesinde güven ilişkisi kurmasının etkisine değiniyor.

Erikan, karşılaştığı şikayetleri Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ilettiğini anlatırken yasal süreçleri işletmeye dair yönlendirmesinde ise öğrencilerin ve ailelerin hemen hepsinin kaçındığını söylüyor. Paylaştığı şikayetlerinin sonuçları arasında görevden alınan okul müdürü de başka okula tayin edilen öğretmen de var.

“Bir okul müdürü kız öğrenciye tacizde bulundu. Öğrenci ağlayarak bana geldi. Savcılığa şikayet etmemizde fayda olduğunu söyledim ama ondan sakındı. Durumu MEB’e ilettik. Öğretmen görevden alındı ama yazımızdan dolayı mı aldılar bilmiyoruz.

“Taciz etti, başka okula gönderildi”

“Bir öğretmenin birden fazla kız öğrenciye tacizde bulunduğu olayda da Bakanlık’a şikayette bulunduk. O öğretmen başka okulda görevlendirildi. Daha sonra, önceki okulunda da tacizde bulunduğunu ancak dosyanın kapatılarak benim görev yaptığım okula gönderildiğini öğrendim. Mahkemeye verilmedi. Gönderildiği okuldaki duyarlı öğretmen arkadaşlarımı uyardım. Yapabileceğim sadece bu vardı, bunu yaptım.”

“Bir süre çalıştığım imam hatip lisesinde erkek çocuklar yatılıydı, büyük çocuklar tarafından tacize uğruyorlardı. Orada kültür öğretmeni meslek öğretmeni diye ayrım çok fazla. Bize söz hakkı dahi verilmiyordu. Yapabileceğim bir şey olmadı.”

“Failin ceza almasını sağlayamadık”

Öğretmen, “Failin ceza almasını sağlayabildiğimiz örnek olmadı” diyor.

Bunda mahkeme süreçlerinin uzunluğu, ailelerin çekinmesi, istismarın üzerinden zaman geçmesi, bakanlığın da öğretmenlerin başka okullarda görevlendirilmesi gibi “üstünü kapatma” olarak tanımladığı uygulamalarının etkili olduğunu söylüyor.

“Mücadele eden az”

TIKLAYIN: Okulda Cinsel Saldırı Yaşandığında Ne Yapılmalı?

Erikan 2014’te Mor Sertifika almış. Bu süreçten sonra toplumsal cinsiyet ile ilgili okuldaki çalışmalara daha da odaklandığını anlatırken, şikayetlerinin ve bu alandaki çalışmalarının baskı altına alınmaya çalışılması olarak karşısına çıktığını da anlatıyor.

“Kimse bunu onaylamıyor ama bu konuda mücadele edenlerin sayısı çok az. Sadece ‘Böyle şeyler olmasın’ demek yetmez, elini taşın altına koymak gerekir.

“Bu konuda mücadele edenler de çoğu zaman idareciler tarafından soruşturma yoluyla baskı altına alınmaya çalışıyorlar. Ben de sistematik baskılar yaşadım, bir dizi soruşturma geçirdim. Ama bir yandan çalışmalara, öğrencilere destek olmaya devam ettim.”

“Bağımsız denetim”

“Ne yapılmalı?” sorusuna yanıtlarında ise ders müfredatında değişiklik, çocukların bizzat başvurabilecekleri kurumların olması, rehberlik servislerinin etkin olması, bağımsız denetim mekanizması var.

“Toplumsal cinsiyet eğitimi hem öğrencilere hem öğretmenlere verilmeli. Çocukların güven duyup başvurabileceği kurumlar olmalı, rehberlik servisleri bu konuda yeniden organize edilmeli. Denetim mekanizmasını bağımsız bir kurum sağlamalı, bu kurum iktidardan bağımsız olmalı ki failin siyasi gücüne göre mağdurun yalnız bırakılması önlenmeli.”

“Öğretmenler izleyebilecekleri yolları bilmiyor”

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Mor Sertifika Programı ekibinden Ayşegül Taşıtman ve Betül Sarı, Mor Sertifika Programı’na katılan öğretmenlerin bir istismar vakası ile karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilmediklerini sık sık dile getirdiklerini belirtti.

“Öğretmenler genelde bilgi almak istiyorlar, izleyebilecekleri yasal yolları bilmiyorlar. Bu nedenle öğretmenlerden aldığımız bu geribildirim sonucunda programa Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet modülünü ekledik. Ellerinde bir yönerge olsun istiyorlar, nereye başvurabileceklerinin adım adım yazıldığı bir bilgi notuna ihtiyaçlar var.

“Erken yaşta evlilik meselesi öğretmenler tarafından sıkça dile getiriliyor. Her sene en az bir kız öğrencisinin okulu terk ettiğini söyleyen öğretmenlerimiz oluyor. Kimi öğretmenler bu konuyla ilgili mücadele etmeyi tercih ederken, kimi öğretmenler maalesef sessiz kalabiliyor.

“Öğrenci beyanını esas almanın önemi”

“Programımızda öğretmenler ile öğrenci ve öğretmen dayanışmasını güçlendirecek, öğrencilerin çekinmeden kendilerini ifade etmelerini sağlayabilecek iletişim yolları üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Öğretmenlere öğrencilerin beyanlarını esas almalarının ve vakayı ivedilikle okul yönetimine bildirmelerinin önemini aktarıyoruz.

“Okullarda cinsel istismar ve tacizle mücadele konularında yönergelerin hazırlanması ve yayımlanması, yaşanan vakalara anında müdahale edebilecek kurulların oluşturulması şiddetle sistematik olarak mücadele edebilmek için gerekli.

“Geçtiğimiz yıllarda birçok üniversitenin bu tarz yönergeler hazırlamak ve kurullar oluşturmak için adım atmasını sevindirici bulmakla beraber, eğitimin her kademesinde bu oluşumların gerekliliğini ısrarla vurguluyoruz.

“Eğitim fakültede başlamalı”

“Okullarda çocuklar için iyi dokunuş/kötü dokunuş, rıza, bedensel bütünlük ve özel alan gibi konuları içeren eğitimlerin gerçekleştirilmesi de çocukların karşılaşabilecekleri tehlikelere karşı onları güçlendirecektir.

“Eğitimcilerin, daha eğitim fakültesinde öğretmen adayıyken bu konulara dair bilgi sahibi olmaları çok önemli, dolayısıyla öğretmen adaylarını da destekleyecek eğitimlerin üniversite müfredatına girmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

“Öğretmenler baskı altında kalmadan görevlerini yapabilmeli”

İstismarın ortaya çıkarılmasında öğretmenlerin aldığı/almaları gereken sorumluluğa da dikkat çekiyorlar:

“Öğretmenlere, öğrencileri kendilerine destek ihtiyacı ile geldiğinde izleyebilecekleri yasal süreci anlatmak, gerekli destek mekanizmasını kurmak ve bu süreçte baskı altında kalmadan görevlerini yapabilecekleri bir ortam oluşturmak gerekli.

“Bu noktada MEB tarafından konuyla ilgili atılacak her adımın çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bakanlık tarafından düzenlenecek her türlü öğretmen eğitimi ve yasal yaptırımın etkileri çok daha kapsamlı ve olumlu olacaktır.”

(BK)