“Beden Eğitimi Derslerinde Cinsiyet Eşitliği Yok”

Sakine Orman
Facebook Twitter

Çocuk Odaklı Spor Hareketi, çocukların eşit şartlarda spora katılımlarını teşvik eden sivil bir inisiyatif.

Platform olarak, çocukların daha aktif, özgür ve güvenli ortamlarda spor yapabilmelerini hedefliyorlar.

Hareketin kurucusu Hasan Darama ile çocuk odaklı spor, çocukların spora katılımları ve çocuk odaklı spor politikaları üzerine konuştuk.

“Bireyler hareketsizliğe sevk edilmiş durumda”

Spor, oyun ortamları ve çocuk deyince karşımızda nasıl bir tablo var?

​Günümüzde özellikle ülkemiz ölçeğinde baktığımızda bireyler gittikçe hareketsizliğe sevk edilmiş ve dışarıda zaman geçirmenin tek yolu oyun alanlarındaki organize spor etkinlikleri olmuş durumda.

Gereksinimleri karşılanmayan, bu gereksinimlere, dolayısıyla da kendilerine saplanıp kalan, böylece diğer kişilerin gereksinimlerine duyarlı olmayan çocuklar yetişiyor. Bugünkü çocukların açık havada, plansız programsız oynamak için daha az vakti var.

"Beden Eğitimi Derslerinde Cinsiyet Eşitliği Yok" - Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi

Bu tablo karşısında neye ihtiyaç var?

​Tabi ki çocukların güvenli ve aktif alanlarda nesnelerle, oyuncaklarla ve başka çocuklarla oynamaya, hareket etmeye, etkileşimde bulunmaya, incelemeye ihtiyacı var.

Temel olarak, çocukların spor yaparken sosyal olabilecekleri, yeni şeyler deneyebilecekleri, neşe, keyif ve ustalık deneyimleyecekleri ortamlar oluşturulmalı.

“Spor derslerinde erkek öğrenciler daha baskın”

Çocukların spora katılımlarından bahsetmişken, katılım konusunda özellikle kız çocuklarının durumu iç açıcı değil gibi.

​Bu konuyla ilgili gerek yaptığımız görüşmelerde ve gerek sahadaki çalışmalarda ortaya çıkan tablo sizin de dediğiniz gibi hiç de iç açıcı değil.

Sahadaki çalışmalarımızdan bir örnek vereyim;

Tarım işçisi bir ailenin Milli Sporcu kızı, sokakta bisiklete bindiği için mahalleli tarafından ayıplandığını, dışlandığını ve yadırgandığını söylüyor.

​Adana’da birincilik alan, başarılı takımın kız oyuncusu, “İstanbul’da doğanların spor açısından imkânı fazla. Tüm spor salonu ve stadyumlar orada. Eşitsiz, adaletsiz. Mesela iyi takımları bile önce batıdan seçiyorlar Anadolu’dan seçmiyorlar” diye serzenişte bulundu.

Bunlar sadece birkaç kız çocuğunun aktarımı. Sporcu kız çocuğunun çoğunluğu derslerde kendilerine yer bulamamasından şikayet ediyor. Tahmin edeceğiniz gibi, beden eğitimi ve spor derslerinde erkek öğrenciler daha baskın. Kızların spora katılımlarını olumsuz etkileyen bir diğer etmen de erkeklerin dalga geçmeleri.

Zaten beden eğitimi ve spor dersleri genelde kazanmaya yönelik yarışmacı yapısıyla karşımıza çıkıyor. Bu, adil oyun anlayışının yerleşmesini engellerken, erkekler lehindeki ve kızları dışlayıcı yapısı ise cinsiyet eşitsizliğini doğuruyor.

Kısacası okulda ve okul dışı alanlarda kızlar için kolay ve güvenli erişimin sağlandığı spor programlarının, alanlarının ve tesislerinin geliştirilmesine yönelik girişimlerin gerçekleştirilmesi gerekli olduğu halde atılan adımlar yetersiz.

Çocukların hayatında spor ne kadar yer buluyor? Aileler, ebeveynler bu konuda ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeli?

​Çocuklarımız kapalı alanlarda yaşıyorlar. Açık havada vakit geçirmeleri gerekirken doğadan kopuş bozukluğu sendromuyla karşı karşıya bıraktık onları. Halbuki doğa en büyük öğrenme ortamı. Spor da öğrenmeyi geliştiren en önemli bileşenlerden biri. Çocukların doğada geçirdikleri zaman, boş zaman değildir; onların sağlığı için önemli bir yatırımdır aslında.

Peki, ebeveynler ne yapmalı?

P&G-TMOK Spor Kültürü 2014-2018 araştırmasına göre; 10 ebeveynden 9’u çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda spor oyunları oynadığını belirtiyor. 10 çocuktan altısı günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor, yedi çocuktan biri günde hiç dışarıda oyun oynamıyor, her dört çocuktan üçü (yüzde 74,2) hiç spor yapmıyor, kırsal bölgelerde ise yüzde 92’si hiç spor yapmıyor.

Şimdi bu verilere baktığımızda aslında her ebeveyn öncelikle çocuğunun spora katılımını teşvik etmeli ve mümkün olduğunca sporda yer almaları için destek vermelidir. Ebeveynler çocuklarıyla konuşmalı ve çocuklarının ne istediklerini bilmeli.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 31’inci maddesi oyun oynama hakkını yasal bir zemine oturtmuş. Aileler de bu sözleşmenin bilincinde olmalı.

Örneğin aileler, yerel yönetimlerden çocuklarını götürdükleri ya da spor yapmalarını sağlayan kurum ve kuruluşlardan bununla ilgili talepte bulunabilirler. Kullanılan malzemelerin bile önemi var burada. Zeminden tutun, hangi sporu yapıyorsa, hangi oyunun içerisindeyse kullanılan malzemelerin incelenmesi ve denetimi çok önemli. Velilerin de bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi gerekiyor.

Çocuğa ilişkin sorunların çözümünde sorun odaklı yaklaşım oldukça yaygın ve bu konuda hiçbir bütünlüklü çaba yok. Bu konuda ne gibi politikalar geliştirilmeli?

Çocuk hakları odaklı bakış açısını spor programlarına yansıtan ve çocuk hakları odaklı ülke spor politikası oluşturulmalıdır. Örneğin, devlet düzenleyeceği yasalarla çocuğun oynama hakkını güvence altına alabilir, çocuğun eğlenme, hareket etme, oyun oynama ve spor yapma hakkı için doğum öncesinden başlayıp yetişkinliğe kadar geçen sürede çaba gösterilebilir. Biz bunu istiyoruz. Bu konuda kurulmasına lobicilik anlamında öncülük ettiğimiz TBMM bünyesinde Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nun kurulması çok sevindirici. Bu süreçte yapacağımız çalışmalarla işbirliği noktasında bu söylediklerimizi yasa yapıcılarla bire bir görüşme fırsatı elde edeceğiz.

Çocuk Odaklı Spor Hareketi neleri amaçlıyor?

Çocukların spor yaparken ve oyun oynarken özerkliklerini aktif biçimde destekler. Çocukların, kendilerini daha güvende hissedecekleri ortamlarda spor yapabilecekleri alanlar için katkı sunmalarına yönelik politikaların planlanması ve uygulanması sürecinde kendilerine imkan tanınması konusunda duyarlılık oluşturmayı amaçlar.

Bir diğer hedef ise çocukların oyun oynamasını, oynarken kendisini geliştirmesini, oyun oynayarak değerlerini keşfetmesini, oynayarak kendisini ifade etmesini ön plana çıkarmak.

​Sorumluluk alanlarından biri de çocukların serbest zaman etkinliklerinden dışlanmamaları.

 

Hasan Darama hakkında

Lisans öğrenimini 2017’de Kırıkkale Üniversitesi Spor Yöneticiliği’nde birincilikle tamamladıktan sonra 2019 itibariyle İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Spor Yönetimi Tezli Yüksek Lisans (Master) yapmaktadır.

​MEB’e bağlı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yapmış olan Darama, LÖSEV, TEGV, HİS gibi sivil toplum kuruluşlarında gönüllü ve aktivist olarak yer alıyor.

​Ülkedeki tüm çocukların katılımcı bir anlayışla eşit şartlarda ve hakkaniyetle aktif ve güvenli alanlarda Spora Katılımını teşvik etmek için hak temelli sivil insiyatif olan Çocuk Odaklı Spor Hareketi’nin kurucusudur.

​Sporda Çocuk Zirvesi (2019) Organizasyon Direktörlüğü görevini de üstleniyor.