“Çocukla Sadece Film İzlemek Yetmez, O Film Üzerine Konuşun”

Ayşegül Özbek
Facebook Twitter

Harbiye, Konak, Beyoğlu Emek, Bakırköy Renk, Şişli Site, Aksaray Yıldız… İstanbul’un o dönem için en popüler semt sinemalarında tanışmış beyaz perdeyle ilk.

Sinemanın bir çocuk için hâlâ büyülü olduğu dönem yani.

Sinema yazarı, senarist Burak Göral, oğlu Emre ile birlikte film izleme seanslarını anlatırken o büyülü dönemi şöyle tasvir ediyor:

“Biz günlerce hazırlanırdık filme. İzledikten sonra filmi kafamda günlerce oynatırdım, aman unutmayayım diye. Günümüzde çocuklar için artık çok normal bir aktivite sinemaya gitmek. Yazık oldu onca semt sinemasına. Hepimizin anıları için başta belediyelerin sahip çıkması gerekirdi o sinemalara.”

Hatta “Bir zaman makinesi olsa da oğlumu o salonlara götürsem” diye de ekliyor.

Artık sinemalar AVM’lere sıkışsa da çocuğuyla birlikte film izleme, hatta sorular sorarak, tartışarak filmler üzerinden hayatı anlama kültürünü edinebilmiş bir baba-oğul onlar.

Şimdilerde 13 yaşında olan oğlu Emre ile onun hayal dünyası ve karakter gelişimine iyi geleceğine inandığı filmler izliyorlar birlikte yıllardır.

İnternet sitesi de açılacak

Bir film eleştirmeni için bu baba-oğul aktivitesi kısa zaman sonra bir oluşuma dönüşmüş. Önce bir Instagram ardından bir Twitter hesabı açmış “Çocukla Sinema” adıyla. 23 Nisan’da da aynı isimle bir internet sitesi açılacak.

Günümüzün liste okuma alışkanlığını da hesaba katarak ‘çocuğunuzla izlemeniz gereken filmler’ ana başlığıyla farklı listeler paylaşmaya başlamış.

"Çocukla Sadece Film İzlemek Yetmez, O Film Üzerine Konuşun" - Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi

Burak Göral şimdilerde “Çocukla Sinema”yı ailelerin her daim elinin altında bulunabileceği bir rehber kitaba dönüştürdü. Doğan Kitap’tan çıkan “Çocukla Sinema”, bir best of gibi “çocuğunuzun 12 yaşına basmadan önce izlemesi gereken 52 film” önerisiyle açılıyor. Bunların arasında “Yumurcak”, “Oz Büyücüsü”, “Yağmur Altında”, “Pal Sokağı Çocukları”, “Süt Kardeşler” gibi filmler var.

“Aslında ebeveynlerin bu konuyla ilgili biraz desteğe ihtiyaçları varmış. Sosyal medya hesaplarından çocuklar için film tavsiyeleri yapmaya başladığım anda inanılmaz bir ilgi oldu. Öğretmenler, özellikle köy öğretmenleri, pedagoglar, anneler, eğitimcilerden çok güzel tepkiler geldi.

“Okullardan mesela ‘Kürtçe altyazı bulabilir miyiz?’ gibi sorular geliyor.”

“Filmler bir aracı aynı zamanda”

İçinde bir etkinlik sayfası da bulunan kitapta aileler o film hakkında notlar da alabilecek:

“Bunu kitaba koyma nedenimi şöyle açıklayabilirim: Çocukla film seyretmek yetmiyor. Çocukla o filmi konuşmak lazım, düşündürtmek lazım. Kendi deneyimlerim bana çok fayda sağladı. Biz Emre’yle filmi sadece izleyip bırakmıyoruz. Film bittikten sonra üzerine konuşuyoruz, o filmden ne anladık diye. Onun ne düşündüğünü, ne hissettiğini konuşuyoruz. Karakter ne istiyordu, neyi başarmak istiyordu, sence haklı mıydı, bunu elde edebilmek için neler yaptı?

“Bunları konuşa konuşa bir bakıma hayata hazırlamak aslında yaptığım. Filmleri aracı olarak kullanmak gibi.”

“Çocukla Sinema”da 52 film önerisinin yanı sıra özellikle “Küçük Prens” ve “Harry Potter”a yakın plan yapılmış.

“Harry Potter’ı iyi anlaması için karakteri de çocukla birlikte büyütmelisiniz”

“Harry Potter’ı yanlış izletiyor ebeveynler çocuklara. Çocuk 5-6 yaşına geldiğinde sağdan, soldan duyuyor, ürünlerini görüyor, merak ediyor. Sabırsızca yedi film birden üst üste izlettiriliyor.

“Biz her birini bir sene bekledik. Kitapta da öyleydi. Harry Potter karakteri her filminde bir sene büyüyen bir çocuk olarak gösterildi. Çocuk bunu anlamaz ki. Çocuğun orada takıldığı tek şey kim kazanacak, Harry nasıl mücadele ediyor olur. Aradaki mesajlar, büyüme sancısı, arkadaşlarıyla kurduğu takım çalışması fikri kayboluyor. Harry Potter’ı daha iyi anlamasını istiyorsanız karakteri de çocukla birlikte büyütmelisiniz.”

Kitapta önerilen her bir film için yaş sınıflandırması yapmış Göral. Bunun yanı sıra küçük uyarılar da yer alıyor.

“Filmleri nasıl izletecekleri, ne temaların işlendiği, sonrasında nasıl bir sohbet kurabilecekleri hakkında yönlendirmeler de var. Çocukları endişelendirebilecek detaylar varsa onları da belirttim ki anne babalar da haızır olsun.”

“İçinde birkaç küçük korku öğesi var diye çocuk çok korkar deniyor. Korkabilir, çünkü korku da olması gereken bir duygu, hepimiz için. Sadece çocuğa travma yaratacak korku olmamalı.”

“Indiana Jones ile bilginin önemini anladı”

İyi ve kötü filmi ayıklamak gerektiğinin altını çiziyor Göral ve bu nedenle de kitabın ebeveynler için iyi bir klavuz olduğunu düşünüyor. Emre’de gördüğü değişimleri de şöyle aktarıyor:

“Muhakeme gücü yüksek. Vicdanlı, adil, adalet kavramı çok gelişmiş. Kimsenin hakkını gasp etmeye teşebbüsü olamaz. Kendi haklarını korumak yönünde de güçlü. Bilginin ne kadar değerli bir şey olduğunu da biliyor artık. Mesela Indiana Jones’u niye öneriyorum, sadece çok keyifli, eğlenceli bir film olduğu için değil. Aynı zamanda çok bilgili, işinde uzman, gerçek bir rol model.  Sadece maceraperestliğiyle de değil bilgisi için de hayran olunacak bir karater.”

“Çocukların doğru film seyretmesini önemsiyorum. Çocukların cinsiyetçi esprilerle dolu komedilere götürdüğünüz zaman, onlar da o kültürün rol modellerini alıyorlar. Sonra da ‘biz niye böyle bir toplum olduk’ diye soruyorlar. Oralardan başlıyor bu kültür çünkü de ondan.”

Güçlü kız çocukları

“Güçlü kız çocuğunun olduğu rol model olacak filmler bulmak zor. Rol model olarak çok iyi yazılmış filmleri de işaret ediyorum. Moana’yı, Inside Out’taki kız karakterini tabi ki öneriyorum. Kız çocukları da kendilerini bu tip güçlü karakterlerle, bir erkek karaktere sırtını dayamadan ayakta durabillen karakterlerle özdeşleştirebilmeli. Mesela animasyon da büyük evrim geçirdi. Prens tarafından uyandırılmayı bekleyen karaterler vardı. Artık yerini Moana gibi annesi babası hayatta olsa da alıp başını giden güçlü karakterlere bıraktı. Bu bilinçle çocuklar yetişmeli ve bu bilinçle filmler seyredilmeli ve üzerine konuşulmalı.”

 

"Çocukla Sadece Film İzlemek Yetmez, O Film Üzerine Konuşun" - Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi

“Beni filmlerde etkileyen en önemli şey karakter”

Emre aynı zamanda babasıyla birlikte sinema yazıları da yazıyor. Birlikte izleyip etkisinden çıkamadığı filmleri ise şöyle sıralıyor:

“Babamla izlediğim ve hiç unutamadığım çok fazla film var. Amadeus, Hayat Güzeldir (Life is Beautiful), Neşeli Günler (The Sound of Music) ve Bazıları Sıcak Sever (Some Like it Hot) ilk aklıma gelenler. Beni filmlerde etkileyen en önemli şeyin karakter olduğunu düşünüyorum.

“Yani filmin kahramanı samimiyse seviyorum en çok. Mesela Amadeus’u üstün yetenekli ve çocuk gibi bir adam olması yüzünden çok sevdim ve tabi yaşadığı trajediye de çok üzüldüm. “Neşeli Günler” çok pozitif bir filmdi ve Maria karakterinin iyimserliğine bayıldım.

“Bir de tabi Julie Andrews faktörü var. “Bazıları Sıcak Sever”de de Marilyn Monroe’dan çok etkilenmiştim. Sadece güzelliğiyle değil babam gerçek yaşam hikayesini anlatınca da hüzünlenmiştim. Film de çok komik ayrıca.”

Babasıyla birlikte film izlemenin keyifli olduğunu ama özellikle de klasik film izliyorlarsa öğretici de olduğunu anlatıyor:

“Seyretme keyfimizi bozmadan…”

“Babamla evde film izlerken birbirimizle konuşuruz bazı sahnelerde. Babam filmin kahramanı için “sence burada niye böyle yaptı?” gibi sorular soruyor. Neyse ki bazı çok heyecanlı filmlerde yapmıyor bunu! Seyretme keyfimizi bozmadan konuşuyoruz yani.

“Yabancı olduğum bazı kavramları daha iyi anlamamı sağlıyor. Mesela ünlü uzay-korku filmi “Yaratık”ı (Alien) izlerken babamla sinemadaki kadın kahramanların azlığından, bir de büyük şirketlerin kazanç sağlamak için küçük insanları nasıl da gözden çıkarabildiklerini konuştuk. Hem filmde eğleniyorum hem de kitap okumak gibi öğretici oluyor…”

Arkadaşlarım genellikle süper kahraman filmlerini çok sevdiğini, kendisinin de çok sevdiğini ve onları da arada izlediğini söylüyor Emre ve film tavsiyeleri veriyor:

“Ama ben biraz western filmleri hariç her türden filmi severim. Önemli olan karakterleri izlemeye değer olsunlar. Konusu da ilgimi çekmeli. Aksiyon da seviyorum, müzikal de, dramatik filmleri de. Tavsiye edebileceğim çok film var. Beni çok etkileyen ve tavsiye edebileceklerim şunlar olur:

Pan’ın Labirenti, Blade Runner, Rocky, Sefiller, Hayat Güzeldir, Amadeus, Star Wars, Truman Show, E.T., Hokkabaz, Batı Yakasının Hikayesi, Muhteşem Showman, Operadaki Hayalet, Miyazaki’nin neredeyse bütün filmleri…