“23 Nisan, Dileklerimizin Kabul Edildiği Gün”

Ayşegül Özbek
Facebook Twitter

Büyüklerin istekleri hep daha karmaşık, gerçekleşmesi belki de zor olan şeyler. Çocuklar için pek öyle değil, daha basit ve eğlenceli… Hatta pek çoğu da kolayca hayata geçirilebilir. Ama bir yetişkini solda sıfır bırakacak hayalgücüne sahipler.

Satrancı çok seven 8 yaşındaki Rosalin’in basit bir isteği büyükleri bile mutlu etmeye yetecek güzellikte.

“23 Nisan’da bir sürü renkli balonun üzerimize yağdırılmasını isterdim. Yukarıda asılı balonların ipini abiler çeksin ve en sonunda üstümüze gelsin balonlar.”

“Gökten dondurma yağsın!”

Hepimiz bu dileğini heyecanla dinlerken bir yenisi geliyor:

“Başka bir dileğim daha var. Mesela dondurma dağıtılmasını isterdim. Böyle küçücük paraşütlere asılı dondurmalar elimize doğru gelsin. Gökten dondurma yağması gibi.” Keşke sadece bir gün sorulmasa “ne istersin” diye…

23 Nisan Çocuk Bayramı öncesi Çimenev‘de çocuklarla buluşuyoruz. Küçükler dans ederken içeri giriyoruz, bizim için ara veriyorlar gösterilerine.

Her gün diğer pek çok çocuk gibi gönüllülerle okul sonrası drama, ebru, felsefe, yoga, resim, müzik gibi atölyelere katılıyor Rosalin, Muhammed, Hümeyra ve Ümmügülsüm. Sekiz ve dokuz yaşlarındalar…

Muhammed okullarında sportif faaliyetler olsun istiyor. Yüzme havuzu ve futbol kalesi olsa ne güzel olurdu mesela. Okulda yerin asfalt yerine çimenle kaplı olması da başka bir düşünce. Çünkü düştüğü zaman dizleri acımaz.

Mahallede park olsa, üst geçit olsa… Yokuş aşağı yürürken, ana caddenin olduğu yerler onlar için tehlikeli ve korkutucu. Dar kaldırımlı yollar da düzeltilmeli.

"23 Nisan, Dileklerimizin Kabul Edildiği Gün" - Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi

Rosalin devam ediyor:

“Biz beş kardeşiz. Benden azıcık daha küçüğüm var, 4 yaşında. Mesela ben okuldan gelince kardeşim bana sarılıyor. Ablam da hep ders çalışıyor. Annem yemek yapıyor. Kardeşim de oyuncaklarla oynuyor. Buradan sonra eve gidince üstümü değiştiriyorum, yemek yiyorum…”

“Ödev peki?!” diyor hemen birisi.

“Burada yapıyoruz ya ödevlerimizi!”

Biraz daha sohbet edince en önemli gündem maddelerinden birinin ödev olduğu çıkıyor ortaya. “Hep annem beni sıkıyor, ödev ödev deyip. Ödev yapmak yerine oyun oynamak istiyorum. Bazen canım sıkıldığında ben de kendim ödev yapıyorum.” diye ekliyor Muhammed.

Ümmügülsüm, “Ödevler unutulmaz ki, unutulursa olmuyor. Ben unutursam annem unutturmaz.”

“Gezmeyi hepimiz severiz, arkadaşlarımızla da gezelim diye okullardaki sosyal aktiviteler ve geziler artsın dedik hep bir ağızdan.”

Ortaokuldakilerin istekleri daha farklı.

Dilek kutusuna attıkları dileklerinde “23 Nisan, dileklerimizin kabul edildiği gün” diyor Dicle.

11-13 yaşlarında Dicle, Kıvanç, Kenan, Rabia, Baran, İlknur ve Onur.

Çimenev gibi yerlerin çoğalması dilek kutusunda yerini buluyor.
“Bu fikri ilk duyduğumuzda hepimiz katılıp çok güzel olacağını söyledik. Çünkü Çimenev bize göre çocukları eğlendiren, eğiten bir yer.”

Yine ödev konusu konuşuluyor. “Burada ödevler, dersler daha eğlenceli geçiyor. Sıkılmıyoruz.”

“Buraya başlamadan önce okuldan eve döndüğümde babam gelmeden akşam yemeğini yiyordum, çünkü işten 9-10 gibi geliyor. Ödevden sonra canım sıkılınca video izliyordum.”

“Buraya gelmeden önce evdeyken internette çok vakit geçiriyordum. Burada telefondan uzaklaşıyoruz, daha kolay sosyalleşip arkadaş ediniyoruz.”

“Bayramı biz değil büyükler kutluyor”

Peki, bugün çocuk bayramını nasıl kutlayacaklar?

“Çocuk bayramını biz değil, veliler kutluyor. Neden böyle bilmiyorum. Bu bizim bayramımız. Önde bizim durmamız, bizim izlememiz lazım ama onlar öne geçiyor.”

“O zaman neden tatil yapıyorlar?” diyor Baran.
“Ama o resmi bir tatil. Başka bayramlarda da resmi tatil oluyor zaten” diye yanıtlıyor Dicle.

İlknur’un açık bir şikayeti var; “Mesela bayramlarda güneşte bekletiyorlar, kolum güneşte çok kaşınıyor. Hep güneşe ve arkaya koyuyorlar bizi.”

“Sandalyeler hep öğretmenler ve veliler için. Sanki görüntü kirliliği yapıyormuşuz gibi içeri koyuyorlar bizi bazen. Bizim önceliğimizin olması lazım. 23 Nisan’ı çocukalrın kutlamasını istiyorum, büyüklerin değil.”

Çimenev’deki dilek kutusundan neler mi çıktı?

Dünyayı gezmek isterim.

İnternet bedava olsun, şarkı yükleyelim hep.

Doktor olmak istiyorum, aşçılığı da ek meslek olarak yapacağım.

6. sınıfa geçerken arkadaşlarımdan ayrılmamak istiyorum.

Gitar çalmayı öğrenmek isterim.

Bisikletim olsun.

Eskisi gibi tek katlı, geniş evler olsun.

Dersler kısaltılsın ya da teneffüsler uzasın. 40 dakika ders, 10 dakiak teneffüs. Adalet nerede?

Bugün de şenlik var mahallede. Melek Öğretmen, “Gökten dondurma yağmayacak belki ama pamuk şeker dağıtabiliriz.” diyor.

Çimenev hakkında

Açık Alan Derneği’nin kurucu ekibi tarafından 2016’dan beri Harbiye bölgesinde yürütülen bir projedir. Çocukların bulundukları çevrede (okul, mahalle, vb.) sosyal, ekonomik ve kültürel nedenlerden dolayı yaşadıkları ayrımcılık sebebiyle zarar gören özgüvenlerini desteklemek ve okul devamsızlığını önlemek amacıyla faaliyetler yürütüyor.
3- 18 yaş arası çocuklarla, gençlerle ve çocukların aileleriyle faaliyetler yürütüyor. Projenin Danışmanı insan hakları aktivisti Hacer Foggo, Çocuk Projeleri Koordinatörü Melek Bahat, Kadın Projeleri Koordinatörü Sevim Kahraman, Teknoloji Projeleri Koordinatörü Berker Özçelik ve 100’ün üzerinde gönüllüsü ile Çimenev faaliyetlerini hayata geçiriyor.