Kadın haberciliğinde olduğu kadar çocuk haberciliğinde de dikkat edilmesi gereken çok fazla detay var. Ancak yapılan çoğu haber çocuğun hakları hiçe sayılarak, kimlik teşhiri ve ötekileştirme dili ön plana çıkıyor. Peki bunun önüne nasıl geçilecek?
Kadına yönelik şiddet, katliam, taciz ve tecavüz olayları haberleştirilirken dikkat edilmesi gereken pek çok konu var. Birçok alanda kadın haberciliğine eleştiriler, öneriler söz konusu. Ancak kadın haberciliği, kadın dili bu kadar önemliyken, en az onun kadar önemli olan bir meselemiz daha var: Çocuk haberciliği.
Çocuk odaklı habercilik yaparken, çocuğun haklarını merkeze alan, yeni bir hak ihlaline yol açmayan bir anlayışla haber yapmak gerekir. UNICEF’in 18 yaşından küçük çocuklar için etik kurallar çerçevesinde belirlediği habercilik ilkeleri arasında, hiçbir çocuğun damgalanmasına izin verilmemesi, ek fiziksel veya psikolojik zarar, yaşam boyu istismara, kendi topluluklarınca ayrımcılığa veya dışlanmaya maruz kalma gibi durumlar dâhil olmak üzere çocuğun olumsuz tepkilere uğramasına yol açabilecek kategorileştirmelerden veya betimlemelerden kaçınılması gibi temel ilkeleri bulunuyor.
Çocuk teşhirinden kaçınılmalı
Çocuğun yaşamı boyunca hafızasından silemeyeceği izler bırakmaktan geri durmak gerekiyor. Örneğin çocuk fiziksel veya cinsel bir saldırıya, istismara maruz bırakıldıysa çocuğun kimliğini teşhir etmekten kaçınılmalıdır. Teşhir edilen çocuk değil; fail, şiddetin beslendiği zihniyet, ideoloji olmalıdır. Hak ihlaline maruz bırakılmış çocuğun yaşadığı kent, mahalle, sokak ismi, olayın geçtiği mekân, okuduğu okul, ailesinin kimliğini açık kullanmak çocuğun gelecekte bu bilgilerle karşılaşması ya da yaşadığı yerde bu bilgileri öğrenen kişilerin kendisine dönük yaklaşımları çocuğun kişisel ve yaşamsal durumunu etkiler.
Çocuğun güvenliği
Çocuğun kimlik bilgileri gibi görüntüsünün de paylaşılmaması gerekir. Keza haberde kullanılan görsellerin de iyi seçilmesi önemli. Çocuğun psikolojik zarar görmesinin önüne geçilmelidir. Ayrımcılığa veya dışlanmasına yol açacak, haber dilinden uzak kalmakta fayda var.
Suç teşkil eden bir fiilden dolayı suçlanan veya tutsak edilen çocukların da kimliğinin gizlenmesi aynı düzeyde önemlidir. Haberin öznesi, 18 yaşın altındaysa haberin konusu ne olursa olsun önce çocuğun hakları gözetilmelidir. Herhangi bir zarara, saldırıya, dışlanmaya karşı çocuğun hakları korunmalıdır.
Görsel seçiminin önemi
Çocuk haberciliğinde sıklıkla meşrulaştırıcı bir dilin kullanıldığı konulardan biri de “çocukların zorla evlendirilmesi”. Haberlerde ısrarla “çocuk gelin” ifadesini kullanmak, çocukların evlilik yoluyla istismarını meşrulaştırmaya zemin hazırlar. “Gelin” güzellemesi yapmak, çocuk açısından risklidir, hak ihlalidir. Evlilikte “çocuğun rızası” yoktur. İstismarda, tacizde tecavüzde rıza arayan zihniyete “rağmen”, hiçbirinde rıza aranamaz. Çünkü çocuk çocuktur.
Bir tarafta haber dilinin önemi, diğer tarafta görsel. Böyle bir haberde de güzellemenin bir devamı olarak “telli duvaklı çocuk” görseli yerine buna karşı mücadeleyi işleyen görseller kullanılarak, “çocuk evliliğinin” olumlanmasına zemin sunulmamalıdır. Çünkü görsel de haber dili kadar algı oluşturabilecek bir etki bırakır.
Örneğin bir çocuğun istismara maruz bırakıldığına dair yapılan bir haberde, yüzünü korku sarmış, eliyle yüzünü kapatmış, yerde çömelmiş ve başında bekleyen erkek bacaklarının olduğu, kapı arkasına gizlenmiş veya eliyle “dur” işareti yapmış bir haber görseli kullanmak çocuğa karşı yalnızca “acı” hissettirir. Yine haberde çocuğun kendi fotoğrafının “buzlanarak” dahi olsa kullanılması çocuğun teşhirinin önünü açar. Bunun yerine failin fotoğrafının kullanılarak, suçlu olanın çocuk olmadığı ve teşhir edilmesi gerekenin de çocuk olmadığı algısı yaratılmalıdır.
Magazin haberciliği mi, çocuk haberciliği mi
Kadın odaklı, çocuk odaklı ve ekoloji odaklı habercilikte kısmen birçok medya kurumu bir bilince ulaşmış olsa da, özellikle ana akım medyada hala bu konu göz ardı ediliyor. Bir çocuğun istismara, tacize, tecavüze maruz bırakıldığı haberini hala 3’üncü sayfa magazin haberi olarak vermeye devam ediyor. “12 yaşındaki kıza önce tecavüz etti sonra … öldürdü” gibi etik ilkeden uzak bir başlıkla karşımıza çıkabiliyorlar. Haberi “Çocuğa dönük istismar” veya “Cinsel istismara maruz bırakılan çocuk katledildi” gibi başlıklarla, yaşını, adını, nasıl katledildiğini belirtmeden, magazinleştirmeden de vermek mümkünken, böyle bir başlıkla servis etmek habercilik değil, yayın dili değil, ancak “teşhircilik” olur.
Çocuk odaklı haber dili
“Kağıt toplayıcısı A.’nın acı dolu hayatı”, “15 yaşında en iyi marangoz çırağı oldu” gibi kimi başlıklarla çalıştırılan çocukların emek sömürüsüne maruz kalması geri planda kalarak ya “başarı hikayeleri” ya da “trajik hikayeler yaratılıyor. İşte teşhirin iki örneği… Bir yandan çocuğun yoksulluğu, yaptığı iş, yaşadığı zorluklar “acınası” gösterilirken, bir yandan da yine yoksulluk nedeniyle çalışmak zorunda bırakılmış bir çocuğun “başarısı”yla gurur duyuyoruz. Haberde amaç çocuğun kâğıt toplamak zorunda bırakıldığı yaşamın neden ve sonuçlarının “hak ihlali” olduğunu göstermektir. 15 yaşında bir çocuğun neden çalışmak zorunda kaldığını sorgulamak ve sorgulatmaktır önemli olan.
Çocuklar bireydir. Hakları var. Habercilikte de çocuk odaklı habercilik ilkesine ihtiyaç var. Her medya kuruluşu çocuk odaklı ve çocuğun yararı ilkesini dikkate alarak habercilik yapmalıdır. Kullanacağımız görseli ve haber dilini, tıklanma sayısını düşünerek değil, çocuğun kimliğini, geleceğini, bugününü, yaşamına bir bütün etkisini düşünerek seçmek gibi bir sorumluluğumuz var.