Türk Pediatri Kurumu Derneği tarafından düzenlenen 59. Türk Pediatri Kongresi 22 – 26 Mayıs tarihleri arasında düzenlendi. Çocuk sağlığının çeşitli branşları ve hastalıkları hakkında bilimsel gelişmelerin konuşulduğu kongrede, 2 bine yakın çocuk doktoru ile birlikte 6 kurs ve 77 bilimsel oturum gerçekleşti.
59. Türk Pediatri Kongresi boyunca gastroenterolojiden hematolojiye, enfeksiyondan romatolojiye, yapay zekâdan özel hekimliğe kadar pediatrinin pek çok farklı alanında kapsamlı paneller ve oturumlar yapıldı.
“Savaş ve göçlerden en çok çocuklar etkileniyor”
Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş; çocuklarla ilgili her durumun takip edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Hastalıklar kadar büyüme, gelişim ve beslenmeleri başta olmak üzere çocukları konu alan her türlü sorunla ilgileniyoruz. Daha geniş bir perspektiften baktığımızda beslenememe, erken yaşta evlenmeye zorlanma, küçük yaşta çalışma mecburiyetine maruz kalma ve istismar gibi çocukların uğradığı pek çok haksızlık bizim için çok önemli.
“Savaş, salgın, açlık ve göçlerden en çok etkilenen kesim çocuklar. Bunların yanında çocuk hekimleri olarak gördüğümüz başka sorunlar da var. Ekonomik sebepler başta olmak üzere farklı etkenler çocukların beslenmesinin giderek daha da kötüleşmesine neden oluyor. Beslenme söz konusu olduğundan miktar değil kalite önem arz ediyor. Bir çocuk günlük alması gereken kaloriyi sadece bir tür besinden aldığında, yani dengeli ve çeşitli besin gruplarıyla beslenmediği takdirde yetersiz beslenmiş oluyor. Çocukların ilk 5 yaşları beslenme düzeni açısından çok mühim. İlk 5 yıl beslenme bozukluğu olan çocuklar ileriki yaşlarında büyüme, gelişme, nörolojik gelişim, bağışıklık sistemi gelişimi gibi farklı bölümlerle ilgili bir takım hastalıklar ile karşılaşabiliyorlar.”
“Çocukların aşılanma oranları düştü”
Prof. Çokuğraş, aşı karşıtlığı konusuyla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Son yıllarda, özellikle de pandemiden sonra daha fazla karşılaştığımız, ülkemiz ve dünya için büyük bir sorun olan başka bir konu ise ‘aşı karşıtlığı’. Sadece pandemi aşılarının yapılmasını engellemenin yanı sıra çocukların rutin aşıları için de aynı durum söz konusu olmaya başladı. Türkiye, iyi bir aşı takvimine sahip olan bir ülkeyken pandemiyle birlikte bu oran düşmeye başladı.
“Geçtiğimiz yıllara oranla Türkiye’de çocukların aşılanma oranlarının düştüğünüzü üzülerek izliyoruz. Örneğin yıllarca kızamık vakası görmediğimiz dönemlerden sonra geçen sene bir kızamık salgını yaşadık. Kızamık için %95 aşılanma oranı bir sınırdır. Bu oran düştüğü için ülkemizde kızamık vakalarına rastladık. Aşılanma oranlarının düşmesi bir tarafa yurdumuza aşısız gelen çok sayıda çocuğun bulunduğu göçler olduğunu biliyoruz. Şimdilerde artık Türkiye’de görmediğimiz fakat iyi önlem alınmazsa maalesef yakında çocuk felci, difteri gibi bir takım hastalıklarla tekrar karşılaşmak zorunda kalacağız.”
Çocukların aşılanması hakkında bazı önemli noktalara değinen Türk Pediatri Kurumu YK Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek; Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (TNSA) göre tam aşılı çocuklar için oranların 2008’de yüzde 80.5, 2013’te yüzde 74, 2018’de ise yüzde 66.9 olduğunu belirtirken henüz verilerin açıklanmadığı 2023’te ise çok daha düşük olacağının altını çizdi.