Eğitimciler ve sivil toplu, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel olarak düzenlediği “Küçük Ajanlar” adlı resim ve mektup yarışmasna tepki gösteriyor.
Yarışmada çocuklardan “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli casus” gibi kavramları resimlemeleri ve mektupla ifade etmeleri isteniyor. MİT’in resmi internet sayfasında duyurulan bu etkinlik, birçok eğitimci tarafından çocuk psikolojisine aykırı ve pedagojik açıdan sakıncalı bulunuyor.
MEB onaylı değil
Eğitim Sen, yarışmanın Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) onayı olmadan düzenlendiğini ve MİT’in faaliyet alanının dışına çıktığını savunarak etkinliğin derhal iptal edilmesini talep etti. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası da (Eğitim-Sen) MİT’in bu tür bir yarışmayla çocukları militarize etmeye çalıştığını ve milliyetçi duyguları istismar ettiğini vurguladı.
Yarışmaya tepki gösteren sivil toplum kuruluşları arasında ise Çocuk Hakları Koalisyonu da yer alıyor. Koalisyon, MİT’in çocukları “küçük ajanlar” olarak görmenin tehlikeli olduğunu ve bu durumun çocukların güvenlik algısını olumsuz etkileyebileceğini savundu.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) ise MİT’in “Küçük Ajanlar” yarışmasına ilişkin herhangi bir açıklama gelmedi.
MİT’in “Küçük Ajanlar” projesinin öğrencilerin pedagojisine olası olumsuz etkileri şunlar olabilir:
Güvensizlik ve Paranoya: Yarışmanın “güvenlik” ve “istihbarat” gibi kavramları ön plana çıkarması, çocuklarda gizlilik, güvensizlik ve paranoya gibi duygulara yol açabilir. Bu durum, çocukların sosyalleşmesini ve diğer insanlarla ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
Neden endişeleniyoruz?
Yarışmanın içeriği, çocuklarda her yerde bir tehdit algısı oluşturabilir. Bu durum, çocukların sürekli tetikte olmasına ve diğer insanlara karşı güvensizliğe yol açabilir.
“İstihbarat” kavramının ön plana çıkarılması, çocuklarda her şeyin izlendiğini ve kontrol edildiğini düşünmelerine neden olabilir. Bu durum, paranoya ve kaygı duygularına yol açabilir.
Güvensizlik ve paranoya, çocukların diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmasını zorlaştırabilir. Bu durum, yalnızlık, izolasyon ve depresyona yol açabilir.
Militarizm ve Milliyetçilik: Yarışmanın militarist ve milliyetçi bir bakış açısı sunması, çocuklarda militarizm ve aşırı milliyetçilik duygularının gelişmesine katkıda bulunabilir. Bu durum, çocukların barışçıl ve hoşgörülü bir toplumda yetişmesini engelleyebilir.
Yarışmanın görsellerinde ve metinlerinde silahlar, askerler ve savaş unsurları ön plana çıkarılıyor. Bu durum, çocuklarda şiddeti ve savaşı meşrulaştırma algısı oluşturabilir.
Yarışmada vatanseverlik ve milli bilinç duyguları vurgulanırken, bu duygular aşırı milliyetçilik ve ötekileştirmeye dönüşme riski taşıyor.
Militarizm ve aşırı milliyetçilik, barışçıl ve hoşgörülü bir toplum için tehlike arz eden ideolojilerdir. Çocukların bu ideolojilere maruz kalması, onları önyargılı ve hoşgörüsüz bireyler haline getirebilir.
Casusluk ve Etik Dışı Faaliyetlere Teşvik: Yarışmanın “gizli casus” gibi kavramları kullanması, çocukları casusluk gibi etik dışı faaliyetlere teşvik edebilir. Bu durum, çocukların ahlaki gelişimini ve yasalara uyma bilinçlerini olumsuz etkileyebilir.
Yarışmada casusluk ve gizlilik gibi kavramlar ön plana çıkarılıyor. Bu durum, çocuklarda casusluğu meşru bir faaliyet olarak algılama riski oluşturabilir.
Casusluk, gizlilik ve aldatma gibi kavramlar, etik açıdan sorgulanabilir unsurlardır. Çocukların bu tür kavramlarla erken yaşta tanışması, ahlaki gelişimlerini olumsuz etkileyebilir.
Casusluk, yasa dışı bir faaliyettir. Çocukların casusluk gibi kavramlarla teşvik edilmesi, yasalara uyma bilinçlerini zayıflatabilir ve onları yasa dışı faaliyetlere yöneltebilir.
Cinsiyet Ayrımcılığı: Yarışmanın sadece “Küçük Ajanlar” olarak adlandırılması ve görsellerde erkek çocukların ön plana çıkarılması, kız çocuklarını dışladığı ve cinsiyet ayrımcılığına yol açtığı eleştirisini beraberinde getiriyor. Bu durum, kız çocuklarının özgüvenini ve kendilik algısını olumsuz etkileyebilir.
Yarışmanın adı ve görselleri, vatanseverlik ve milli bilinç gibi kavramları sadece erkek çocuklarla ilişkilendiriyor. Bu durum, kız çocuklarının bu kavramlarda yer alamayacağı fikrini oluşturarak cinsiyet ayrımcılığını körüklüyor.
Kız çocukları, “Küçük Ajanlar” projesinde kendilerini temsil edilmez görerek özgüven kaybı yaşayabilirler. Bu durum, kız çocuklarının cesaretlerini ve potansiyellerini keşfetmelerini engelleyebilir.
Kız çocukları, vatanseverlik ve milli bilinç gibi kavramların sadece erkek çocuklarla ilgili olduğunu düşünmeye başlayabilirler. Bu durum, kız çocuklarının kendilik algısını olumsuz etkileyerek, kendilerini bu kavramlara ve topluma ait hissetmemelerine yol açabilir.
Pedagojik Açıdan Sakıncalı İçerik: Yarışmanın içeriği, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun olmayabilir. Karmaşık kavramların ve etik dışı faaliyetlerin teşvik edilmesi, pedagojik açıdan sakıncalı olarak değerlendirilebilir.
Neden Endişeleniyoruz?
Yarışmada kullanılan dil ve görseller, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun olmayabilir. Karmaşık kavramlar ve etik dışı faaliyetler, çocukların kavrama ve anlama yetilerini zorlayabilir.
Yarışma, casusluk, gizlilik ve aldatma gibi etik dışı faaliyetleri teşvik edici unsurlar içeriyor. Bu durum, çocukların ahlaki gelişimini olumsuz etkileyebilir ve onları yanlış davranışlara yönlendirebilir.
Yarışmanın içeriği, çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını kısıtlayabilir. Ayrıca, çocuklarda güvensizlik, paranoya ve militarizm gibi olumsuz duygulara yol açabilir.
Unutmayalım ki, çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve ahlaki değerleri benimsemesi için uygun bir ortam sunmak hepimizin görevidir.