Çatışma Sürecinde Çocuklar – 1: “Çocuğun psikolojik iyileşmesi”

Ayşegül Özbek
Facebook Twitter

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) Koordinatörü Atalay Göçer, çatışma ortamına maruz kalmış çocukların, psikolojik iyileşmelerinin bakım verenlerininkiyle yakından ilgili olduğunu söylüyor.

Bu nedenle de Suriçi ve Bağlar’da çatışma etkisindeki çocuklara yönelik 2016 ve 2017 yıllarında yürüttükleri psikososyal destek çalışmasına 2019’da çocuklardan sorumlu ebeveynleri de dahil ettiklerini anlatıyor.

Kendileri de aynı çatışma ortamına maruz bırakılmış ebeveynlerin de çatışmanın etkileriyle baş etmek zorunda bırakıldığının altını çiziyor Göçer, çocukların ve bakım verenlerinin çatışmadan sakınılması gerektiğini hatırlatarak aslında onarımı sağlamakla sorumlu olanın da devlet olduğunu aktarıyor.

“Çatışma sonrası onarımdan devlet sorumludur”

Atalay Göçer şöyle devam ediyor:

“Çatışma sonrası onarımdan devlet sorumludur. Buna sadece psikososyal destek girmiyor. Ölüm nedenli kayıpları olanlar, evleri yıkılanlar, çocukları okulsuz kalanlar var. Göç etmek zorunda kalma ve sosyoekonomik açıdan olumsuz yönde köklü bir değişim gibi etkilerle baş etmeyi kastediyorum. Çünkü devletin çocuklara ve bakım verenlerine rağmen çatışmaya girmesinden kaynaklanan bu mağduriyetlerin oluşmasında fail olma durumu var. Biz sivil toplum olarak bunun sadece psikolojik boyutuyla ve elimizden gelebildiği kadarıyla ilgilenebildik.

“Ebeveynlerin de onarıma ihtiyaç duyması ve sadece çocuklarla çalışma yürütmenin travmayla baş etmek için yeterli olmaması psikolojik desteğin kapsamını belirlemesi açısından önemli. Psikososyal bir çalışmada o yüzden anadili, sanat ve mekan devreye giriyor. Travma bazı bağlantılarımızın kopması veya düğümlenmesi olarak yorumlanabilir.”

Çiftdilli e-kitap

Şu an hem önceki hem de pandemi nedeniyle yarım bırakılan son çalışmada uyguladıkları etkinlik programını e-kitapçık olarak Kürtçe ve Türkçe çiftdilli hazırlanması sürecindeler.

Pandemi nedeniyle yarım kalan ve DİSA olarak ebeveynlere yönelik gerçekleştirdikleri psikososyal çalışmayla ilgili olarak şunları söylüyor Göçer:

Sorumlu ebeveynler de dahil edilmeli

“2016-2017 yıllarında yürüttüğümüz çalışmada çocuklar haftanın bir günü 2,5 saatlik bir zaman diliminde çalışma yürütülen mekanda grup arkadaşlarıyla ve kolaylaştırcılarıyla bir araya gelip etkinliklere dahil oluyorlardı. Çocukların aileleriyle paylaşımlarının aileden de bir karşılık bulması önemli. Sorumlu ebeveynler çocuklarının bu süreçlerini nasıl takip edecekler? Kendileri de aynı çatışma ortamına maruz bırakılmış olmalarıyla öncelikle ebeveynlerin çatışmanın etkileriyle baş etmeleri gerekiyor.

“Çocukların psikolojik iyileşmeleri bakım verenlerininkiyle yakından ilgili. Çalışma sırasında çocuklarındaki ilerlemeyi gören ebeveynler kendilerinin de böylesi psikolojik bir onarım sürecine ihtiyaç duyduklarından bahsetti. Hatta proje kapsamında olmasa da ihtiyaca cevap verebilmek adına bazı kadın ebeveynlere psikolojik danışmanlık desteği sağlandı. Bu ilk çalışmamızdan edindiğimiz deneyimler daha iyi ve kalıcı sonuçlar alabilmek için sorumlu ebeveynlerin de çalışmaya dahil edilmesi gerektiğini gösteriyordu.”

2016’nın Aralık ayında başlayan ve 2017’nin Ekim ayında sona eren psikososyal destek çalışmasını değerlendiren kitap, 2018’de basıldı. Suriçi ve Bağlar’da yaşanmış silahlı çatışmaların etkisindeki çocuklara yönelik yürütülen bu çalışma, Suriçi’nin kamulaştırılmasıyla yıkımların ve göçlerin arttığı ve özellikle çatışmanın yaşanmadığı Alipaşa mahallesindeki yıkımların olduğu dönemde gerçekleştirildi.

Atalay Göçer devam eden süreci şöyle anlatıyor:

“Daha sonra 2019’un Aralık ayında yeni bir çalışmaya başladık. Bu sefer sadece çocukların değil, sorumlu ebeveynlerinin de psikososyal desteğe ihtiyacı olması ve çocukların psikolojik iyileşmelerinin ebeveynlerine de bağlı olması nedeniyle çalışmanın hedef grubunu genişlettik. Ayrıca çatışmanın somut etkilerinin sönümlenmeye başladığı bu dönemde psikolojik olarak yaşananlara dair bir anlamlandırmanın mümkün olması da travmayla baş etmek için devam etmemiz gerektiğini bize gösteriyordu.

Çatışma etkisindeki çocuklara yönelik 12 ay süren bir psikososyal destek çalışması Diyarbakır Kent Konseyi’nin ortaklığıyla ve pek çok sivil toplum örgütünün işbirliğiyle yürütülen bu çalışma 4 aşamadan oluşuyordu.”

Raporun dünyanın farklı yerlerindeki çatışma süreçlerinde de çocuklara yönelik yürütülecek psiko-sosyal destek çalışmalarına katkı sağlar mı?

Bir insan bunu neden yapar?

Birebir insan eliyle gerçekleşen travmalar ile doğal afetlerin neden olduğu travmalar arasında olayların anlamlandırılmasına dair farklılıklar görülebildiğini belirten Atalay Göçer, “Bir insan bunu neden yapar?” sorusunun anlamlandırmanın önündeki en büyük dirençlerden biri olduğunun altını çiziyor:

“DİSA olarak farklı özgünlüklerine rağmen belli açılardan burada yaşanan çatışma ile ortaklık kurabildiğimiz diğer çatışma bölgeleri, koşulları ve aktörlerin konumunu anlama, kalıcı bir barışa giden yolda yapılanlardan feyz alma imkanı sağladığı için Adalet ve Barış İnşası Araştırma Programımızın kapsamına giriyor.

“Bu rapora gelirsek; çocukların travmayı nasıl deneyimlediklerinden ziyade insan eliyle oluşturulan travmayla baş etmek için neler yapılabileceğine dair bir çalışma olması nedeniyle önemli olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların savaştan ve etkilerinden korunmaları amacıyla bir yöntem ve analiz sunduğu için farklı coğrafyalarda yürütülebilecek çalışmalara katkısı da ancak bu yönüyle olabilir.”