“Çocuklar sessiz kitapları okurken çok daha avantajlı”

Elif Çelebi Nisan 2024
Facebook Twitter

1001 Merak Yayınevi kurucusu Ceyda Yücekal, “Sessiz kitapların yaşı yok; pek çok kullanım alanı da mevcut” diyor.

1001 Merak Yayınevi kurucusu Ceyda Yücekal bianet sorularını yanıtladı. Sessiz kitaplar üzerine konuşan Yücekal, “Sessiz kitapların yaşı yok; pek çok kullanım alanı da mevcut. Sessiz kitaplara dönersek, bu tür kitapların değerini anlayabilmemiz için biz yetişkinlerin iyi kitaplar, kurgular okuması ve izlemesini önemsiyorum. Çocukların hayal gücü bizim çok ötemizde ve onlar sessiz kitapları okurken çok daha avantajlı” diyor.

Önümüzdeki günlerde 3. yaşını kutlayacak olan pırıl pırıl, tazecik bir yayınevi 1001 Merak… Çocuk edebiyatına kazandırdığı 6 resimli çeviri kitapla da göz dolduruyor. Yalnız bunların arasında iki tanesi var ki bu söyleşimizin başrol oyuncusu onlar; “Anlaşmazlık” ve “Akvaryum.” Öncelikle bize hem kendinden hem de yayınevinden bahseder misin? Çocuk kitabı yayımlamaya nasıl karar verdin?

1001 Merak benim 2002 yılında Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olurken aklımda ve kalbimde olan bir projeydi. O zamanlar daha çok PDR (Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik) odaklı düşünmekle birlikte çocuklar için oyun, oyuncak ve kitap temalı bir iş yapmanın da hayalini kuruyordum. Malum, 2001 krizi hepimizi çok etkilediğinden bu fikri kalbimde yaşatarak sürekli başka işler yaptım. Tabi bu arada hayalimdeki proje için piyasa araştırması yapmaktan da geri durmadım. Pandemi öncesi fuarlara gittim, sektörü daha detaylı inceledim. Pandemi ile beraber pek çok kişi gibi ben de hayatta yapmak istediklerimi daha detaylı düşünme ve değerlendirme fırsatı buldum. İşimden ayrılıp yeni ufuklara yelken açtım. 2021 Mayıs ayında şirketi kurdum ve ilk olarak da kitaplarla başlamak istedim.

Resimler ve ikonalar

Hikâyesini anlatırken kelime kullanılmayan kitaplar, “sessiz kitap” olarak isimlendirilmiş. Aslında sayfalarını aralayanlar için farklı kelimelerle anlatabileceği sayısız hikâye içerdiği düşünülürse bunlar oldukça sesli kitaplar. Tabii yine de herhangi bir dilde yazılmadığından “sessiz kitap” ifadesi uygun ve kulağa evrensel geliyor. Anlatabilir misin sessiz kitaplar neden önemli?

Aslında sessiz kitapların tarihini, dinler tarihi kadar eskiye uzatmak mümkün; o devirde okuma-yazma belirli sınıfların tekelinde olduğundan görsel okuma çok önemliymiş. Özellikle Hristiyanlığın ilk yıllarından bahsedersek, hikâyeleri hep resimler ve ikonalarla anlattıklarını söyleyebiliriz.

Sessiz kitaplarda esas olan, kurgu çerçevesinin belirli olmasına karşılık anlatıcı ya da okuyucu için yorumlanabilecek yepyeni bir alan açıyor olması. Bu alanın da; dil, hayal gücünün ifadesi ve topluluk önünde konuşmaya kadar pek çok beceri gelişimi için kullanılması mümkün. Tüm bunlara rağmen sessiz kitapların biraz hakkının yendiğini belirtmem gerek; ebeveynler ile öğretmenlerin büyük bir kısmı bu kitaplara hâlâ mesafeli. Oysaki farklı öğrenme türlerini kullanabilen öğretmenler ve ebeveynler için çok faydalı ve uygun fiyatlı bir kaynak. Üstelik aynı kitabı, örneğin ilkokulda farklı sınıflarda, bambaşka aktivitelerle kullanmak mümkün.

‘Anlaşmazlık’ ve ‘Akvaryum’

“Anlaşmazlık” ve “Akvaryum” kitaplarıyla nasıl karşılaştın? Her iki kitabı da 1001 Merak Yayınevi seçkisine almaya karar verirken seni ikna eden unsurlar ne oldu?

Her iki kitabın telifini de aynı dönemde aldım. Çizimlerinin farklı, çok kuvvetli ve sade olmaları beni etkiledi. Sessiz kitaplarda yetişkin ile çocuk eşit konumdadır; harfler olmadığından yetişkine “oku” deme ihtimali yok çocuğun. Bilakis yetişkinin “sen anlat” deme şansı var. Bu iki kitabın kurgusu da buna çok uygun.

“Akvaryum” özellikle okul öncesi çocuklar ile 60 yaş üstü kişilerin çok sevdiği bir kitap oldu. Sebebi zannedersem her kız çocuğunun bir şekilde hikâyede kendi çocukluğunu bulması. Özellikle anneanne ve babaannelerden, büyük halalardan çok güzel mesajlar alıyorum. Kitabı aldıkları torunları ya da yeğenleriyle kendi çocukluklarını, o zamanın ilişkilerini ve yaptıkları yaramazlıkları anlattıklarını paylaşıyorlar benimle. Kitabın buna aracı olması çok kıymetli.

“Anlaşmazlık” ise güncel olarak yaşadığımız ruh halini anlatıyor; çizeri Nani Brunini Brezilyalı bir grafiker ve pandemide bir kurs alarak bu projeye başlamış. Bir ilk kitap olarak çok etkileyici. Çünkü anlaşmazlık hepimizin hayatının bir parçası ve herkesi etkiliyor. Bu yüzden anlaşmazlıklar içinde yaşama ve bunları çözme becerisi çok elzem. Kitabın içerisinde farklı karar anları var. Ben p4c eğitimi alırken bu kitabı çalışma fırsatım oldu. Dâhil olduğum grubun okuması ile benim okumam farklıydı; hepimiz hikâyedeki farklı noktalarını görmüştük. Beni gerçekten çok etkileyen bir kitap; kurgudaki anlaşmazlığın neden kaynaklandığı hiç bilinmiyor. Buna tamamen anlatıcı ya da okuyucu karar veriyor. Sadece bu bile üzerinde ayrıca konuşulmaya değer bir konu başlığı.

İyi bir kurgu, daha çok karakter

Uluslararası fuarları da yakından takip ettiğini biliyorum. Bu seneki Bolonya Çocuk Kitapları fuarını da ziyaret ettin. Dünya çapında sessiz kitaplara olan ilgiliyi nasıl değerlendiriyorsun? Özellikle illüstratörler açısından soruyorum, istek ve buna bağlı bir üretim artışı var mı? Sessiz kitap deyince ilk aklıma gelen sanatçılar Suzy Lee ve Shaun Tan oldu ve ikisi de Uzak Doğu’dan. Sessiz kitaplar en çok hangi ülkede yayımlanıyor?

Buna şahsi yorumum şöyle olabilir; Uzakdoğu kültüründe her zaman ilk söylenen kast edilmez yani bazen olumlu bir söylem olumsuz ya da tam tersi manaya gelebilir. Bu bizim kültürümüz için de geçerli bir durum bence. Uzakdoğu kültürünün sessiz kitaplarla örtüştüğünü düşünüyorum. Ve tabi aynı zamanda bahsettiğin sanatçıların sessiz kitaplarının da onların ustalık eseri olduğuna inanıyorum. Çünkü bir yazara ihtiyaç duymadan iyi bir kurgu, daha çok karakter ve olayla kendilerini ifade etme şansı buluyorlar.

Bu seneki Bolonya Çocuk Kitapları Fuarı ile birlikte gördüğüm durum ise önümüzdeki 10-20 yılın sessiz kitaplar açısından epey önemli olacak olması. Artık hem çizerler hem de yayınevleri sessiz kitapları kendi seçkilerine eklemeye daha hevesli. Ama şunu da paylaşmadan geçmeyeyim; bu tip kitaplarda çizerin edebi derinliğinin olup olmadığı ilk bakışta kendini ele veriyor. Dolayısıyla bence iyi bir sessiz kitap üretmek, yazar ve çizerin birlikte çalıştığı iyi bir kurgu üretmekten çok daha zor.

Sessiz kitapların yaşı yok

Peki, okur ilgisi ne durumda? Sessiz kitapları aynı zamanda yaşsız kitap kategorisine de koyabilir miyiz? Bu soruyu 1001 Merak yayınevi olarak yayımladığın kitaplar özelinde yanıtlayabilirsin. Ülkemizde ebeveynlerin sessiz kitaplara karşı bir önyargısı olduğunu düşünüyor musun? Sessiz kitapları çocuk okurla buluşturan farklı alanlar var mı?

Sessiz kitapların yaşı yok; pek çok kullanım alanı da mevcut. Sadece sessiz kitaplar değil, diğer yayımladığım kitaplarda da gerek görsel gerekse içerik olarak yetişkin okuyucuları da çok düşündüğümü belirtmeliyim. Her yaşa hitap etmek çok ama çok keyifli.

Sessiz kitaplara dönersek, bu tür kitapların değerini anlayabilmemiz için biz yetişkinlerin iyi kitaplar, kurgular okuması ve izlemesini önemsiyorum. Çocukların hayal gücü bizim çok ötemizde ve onlar sessiz kitapları okurken çok daha avantajlı.

Bana gelen mesajlardan sessiz kitapların farklı yaş gruplarında kullanıldığını anlıyorum. Yabancı dil öğretmenlerinin kelime haritası yaptırmasından tutun da, kompozisyon yazdırmaya, yaratıcı drama ve p4c etkinliklerine kadar sessiz kitapları ne tür taratıcı etkinliklerde kullandıklarını duyunca seviniyorum. Bilinçli ebeveynler giderek artıyor, evet bir önyargı var ama zamanla aşılacağına inanıyorum.

Yeni sessiz kitaplar geliyor

Son olarak en son bitirdiğin bir yetişkin ve bir çocuk kitabını sormak isterim. Ayrıca okumak için sıraya aldığın kitaplar varsa onları da paylaşabilirsin. Nice kitaplarda buluşmak dileğiyle, zaman ayırdığın için çok teşekkürler.

Bu soru çok zor, aynı anda pek çok farklı konu ve türü okuyorum. Henüz bitirmedim ama çok severek, notlar alarak okuduğum; “Tek Başına” (Rebecca Seal) ve bir diğeri, “Bir Kimya Meselesi”, ona da yeni başladım.

Çocuk kitaplarında ise Dilge Güney’in “E-ma Çocukları”nı aldım, bu hafta ona başlayacağım. Esra Yazdıç Demir’in “Burnumun Renkleri”ni ise yeni bitirdim. Resimli çocuk kitaplarını söylemiyorum bile, onları her gün okuyorum. Tabi fuar dönüşü, kaçınılmaz olarak yabancı dilde olanlar ağırlıkta.

Bir de merakla bekleyenler için buradan duyurmuş olayım; fuardan eli boş dönmedim. Yeni sessiz kitaplarımızdan Marta Bortalj’in iki kitabı için ön çalışma yapıyorum. Bu sene her ikisini de yayımlayacağız.

Sorular için ben çok teşekkür ederim, keyifli bir sohbet oldu. Umarım okuyucularınız sessiz kitaplara kütüphanelerinde daha çok fırsat tanır.