Türkiye gibi muhafazakâr ülkelerde LGBTİ+’ların hayatı sistem ve devlet yetkililerin söylemleri ile zorlaştırılıyor.
Nefret öznesi haline getirilmek istenen LGBTİ+’lar, okullarda, iş yerlerinde, daha doğrusu hayatın her alanında var oluş mücadelesi veriyor.
Bu mücadeleyi verirken ailelerden destek görmeyenler olduğu gibi birazdan söyleşisini okuyacağınız baba YK gibi, “Çocuğumun mutluluğu için her şeyi yaparım önemli olan, mutlu ve özgür olabilmek” diyenler de var.
Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Bireylerin Aileleri ve Yakınları Derneği (Listag) sayesinde bir araya geldiğimiz YK, dernekle tanıştıktan sonra hem kendilerinin hem de çocuklarının daha da güçlendiğini söylüyor.
Tüm babaların babalar gününü kutluyor ve sözü trans çocuk ebeveyni YK’ye bırakıyorum.
“Kader benim isteğime göre yürümüş”
Çocuğunuz trans olduğunu açıkladığında şaşırdınız mı?
Şöyle başlayayım bizim iki çocuğumuz var, 2005 doğumlu ikizler. İkisi de kız olarak dünyaya geldiler. Biri sarışın, mavi gözlü uzun, tip olarak babama çeken müzisyen çok başarılı.
Diğeri annesine benzeyen kahve gözlü hafif kısa ve narin yapılı ve müthiş çizim yeteneği olan bir çocuk.
Sorunuza gelecek olursak. Aslında pek şaşırmadım çünkü alametleri fark ediliyordu. 10’lu yaşlarda zaten eteğinden kurtulmuştu. Saçları kısalmıştı. Biz ailecek suyu denizi çok severiz. Bir gün ikimizde birbirimize sarılmış denizin içindeydik. Plaja bakar konumdayken ‘bir içim su’ bir kız geldi, bizim seyrimiz eşliğinde “Ah” dedi “ne güzel kız”
Bizim çocukların hikayesi biraz farklı. Biz eşimle çocuk yapmak istediğimizde tam 2000 yılları, ben 2001’de testis kanseri geçirdim. Radyoterapi de gördüm.
Bu yüzden çocukları tedavi bitiminden iki buçuk yıl sonrasında tüp bebek yöntemi ile dünyaya getirebildik. Gelirken üçüzdüler ama biri rahimdeyken düştü. Kalan iki taneden isteğim bir kız bir erkek bebekti. İki kız çıktı 2005’in 1 Ocağında. Şimdi bakınca, kader isteğime doğru yürümüş diyorum 🙂
“Kabullenmek zor aslında”
Sonra ne oldu?
Anlamanın yanı sıra bunun dile getirilmesi ve ailecek kabullenilmesi gerekli. Önce annesi girdi tabi olaya, sonra ben onunla konuştum.
Bilinçli bir şekilde bu yaşı 17’ye gelene kadar tanıdığımız bir danışmandan destek aldı, aldık. Sağ olsunlar Listag (Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Bireylerin Aileleri ve Yakınları Derneği) ile tanıştık, kaynaştık. Bizim gibi ailelerin başlarından geçen hikayeleri, yaşanmışlıkları, deneyimleri duyduk, paylaştık, güç bulduk. O da kendisi gibi hisseden arkadaşları buldu, daha da güçlendi kendi bakış açısında.
Bunu kabullenmek zor aslında. Çocuğunuzu ve geleceğindeki tüm bariyerleri tek tek düşünüyorsunuz. Toplum baskısı, aile, Türkiye gerçeği, her şey. Ama dönüp dolaşıp her şey onun mutlu olmasına çıkınca siz de mutsuz olmaması içi her şeyi yapıyorsunuz.
“Çocuğumuzun arkasındayız”
Böyle durumlarda genelde aileler çevreden tepki gelecek diye düşünüyor siz de nasıl oldu?
Valla bir benim annem var yani babaannesi. O da aslında sanatçıdır. Kabullenmesi biraz zor olacak gibi, onun da karşı çıktığı, eğer bir operasyon geçirirse ve vazgeçerse dönüşünün zor olacağı kaygısı. Bizimkinin doktoru ile konuşturacağız anlaşılan. Ama yine de sorun değil. Çocuğum zaten her koşulda, kendisini rahatlıkla ifade edebilecek kafa yapısına, olgunluğa, akla ve yaşam biçimine zaten sahip. Biz de arkasındayız.
“Ona ne kadar yardımcı olabiliriz ona bakıyoruz”
Trans bir çocuğun babası olmak size ne hissettiriyor?
İki çocuğum var ayrım yapamam aslında, biri kız diğeri de ‘istediği gibi’. Ben ve eşim sadece başına gelebilecek hadiselerde ne kadar yardımcı olabiliriz ona bakıyoruz. Saçını kestirmeye zaten benim kırk yıllık arkadaşım berberim Metin’e gidiyor.
Erkekler tuvaletine beraber giriyoruz 🙂 Benim ve dedesinin kıyafetlerini giyiyor, yakışıyor 🙂 Yani ev dışındaki hayatı da şimdilik rahat, semtimiz Türkiye’nin en eski ve en eğitimli semtlerinden zaten.
Sonradan bir erkek çocuğuna sahip olduğunuz için güzel geliyor aslında.
“Eşim iyi bir anne”
Babalık zaten zor bir görev aslında zorlanıyor musunuz?
Orda eşim zaten çok çok iyi bir anne olduğu için ben çok zorlanmıyorum. Neredeyse bütün yükü o çekiyor. Minnettarım kendisine. Gerisi zor değil eğlenceli.
“Onlara ayak uydurmaya çalışıyorum”
Baba çocuk ilişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben çok baba sevgisi gördüm diyemem. Kötü bir insan değildi ama sevgisini rahat rahat gösterebildiğinde dede olmuştu. Ben de elimden geldiğince müthiş yoğun bir iş yaşamından koşa koşa eve geliyorum. Elimizden geldiğince beraber oluruz. Gezmeyi severiz, film seyretmeyi severiz, yüzmeyi, belgeselleri, müziği, resmi…
Anneyle biraz takışıyoruz derli toplu olma konusunda. Çokça da azar yiyoruz biz çocuklar. Çocuklar ve ben biraz daha özgürlükçü ve çocuksuyuz.
Korku, bilimkurgu ve abuk subuk filmler seyretmekten keyif alırız. Anneyle genelde dram filmleri seyrederiz çünkü. Ama hafta sonu kahvaltılarımız olmazsa olmazımızdır. Çocukların biri müzisyen diğeri müthiş bir çizer. Eğlenceli tipler işte ben de ayak uydurmaya çalışıyorum. Keyfi de çok fazla. Mesela söyledikleri bir parçayı 500 kez dinleyebiliyorsunuz.
Bugün babalar günü kutlu olsun gününüz…. Ne söylemek istersiniz?
Teşekkür ederim. Tüm babaların günü kutlu olsun. Çok şeyler anlatılabilir. Ama esas olan şudur bence. Çocuğuna hayatta kalabilmesi için gerekli tüm bilgileri, duyguları yüklemek. 1 Ocak’ta 18 yaşına gelecekler ve yavaş yavaş bizim yörüngemizden çıkıp kendi ayakları ve yaşamları üstünde duracaklar.
Ve kesinlikle inanıyorum ikisi de hayattan istediklerini alabilecek yetkinliğe kavuştular ve kavuşacaklar. Önemli olan özgür olabilmek, özgür yaşayabilmek, gerisi gerçekten boş. Mutluluk mücadele ile gelecek.