Medyada, öznesi çocuklar olan pek çok haber ve hikâyeye rastlamak mümkün. Gazeteciler çocuklarla ilgili konulara ilgi gösteriyor, gündeme taşıyor. Bunu yaparken bir araç olarak röportajı da kullanıyor. Fakat zaten yeterince zor bir zanaat olan röportaj, öznesi çocuklar olduğunda başka etik hassasiyet ve sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bu sebeple, gazetecilerin çocuklarla röportaj yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiği üzerine kafa yoran kişi ve kurumlar bu konuda şimdiden kayda değer bir literatür yaratmış durumda.
“Yargılayıcı sorulardan kaçın”
Konuya dair pek çok tartışma yazısı ve editoryal rehber mevcut. Öncelikle, 18 yaşının altındaki her insanın çocuk olduğunu belirten bu rehberlerin en popülerlerinden biri Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yayınlanmış. Rehberde, çocuklarla ilgili haber yaparken dikkat edilmesi gereken 6 etik ilke vurgulanıyor. Bu ilkeler kısaca; çocukların onurunu korumak, gizlilik ve mahremiyet hakkına saygı duymak, çocukların haklarını her şeyin üzerinde tutmak, çocukların yaş ve olgunluğunu göz önünde bulundurmak, röportajın olası siyasi ve hukuki sonuçlarıyla ilgili çocuğun yakınlarını bilgilendirmek, çocukları tehlikeye atabilecek haberleri görselin kullanılmadığı ve ismin değiştirildiği durumlar da dahil olmak üzere yayınlamaktan kaçınmak olarak özetlenebilir. Aynı rehbere göre çocuklarla röportaj yapılırken dikkat edilmesi gereken maddeler ise şöyle:
- Çocuklara hiçbir zarar vermeyin; yargılayıcı soru, davranış veya yorumlardan kaçının.
- Konuşulacak çocukların seçilmesi sürecinde cinsiyet, ırk, din, yaş, statü, eğitim seviyesi ya da fiziksel engel gibi durumlar üzerinden ayrımcılıkta bulunmayın.
- Çocuklardan kendi hayatlarının parçası olmayan bir olayı anlatmalarını ya da canlandırmalarını istemeyin.
- Çocuğun veli ya da vasisini röportajın içeriği ve kapsamı ile ilgili bilgilendirin.
- Her türden röportaj için, mümkünse yazılı olarak, izin alın.
- Röportajın nerede ve nasıl yapıldığına dikkat edin. Çocukların rahat hissettiklerinden ve her türlü baskıdan (röportajı yapan kişinin baskısı dahil) muaf olduğundan emin olun.
“Tutamayacağınız sözler vermeyin”
Media Monitoring Africa’nın “Empowering Children and Media” projesi kapsamında hazırladığı editoryal rehberde de benzer hassasiyetler mevcut. Bunun yanında somut bazı ek öneriler de vurgulanıyor.
Metinde kız ve oğlan çocuklarına eşit davranılması gerektiği belirtilirken, haber yazım sürecinde toplumsal cinsiyet kalıplarını esas alan bir dil kullanılmasının sakıncalarına değiniliyor.
Daha çok kriz ve savaş bölgelerindeki çocuklar göz önünde bulundurularak hazırlanan bir diğer madde ise “Çocuklara tutulamayacak sözler verilmemesi” gerektiği. Çocuklara röportaj karşılığı para veya başka şekillerde rüşvet teklif edilmesinin de kesinlikle etik olmadığı hatırlatılıyor.
“Otorite figürü olduğunuzu unutmayın”
Rehberde etik ilkelerin yanı sıra, röportajları daha verimli hâle getirebilecek ipuçları da mevcut. Röportaj sırasında tempoyu arttırıp acele etmenin kaçınılması gereken bir alışkanlık olduğu belirtilirken, yüksek temponun çocukları zorlayabileceği vurgulanıyor.
Gazetecilere, çocuklar için bir diğer yetişkin, yani bir otorite figürü oldukları hatırlatılıyor. Bu iktidar ilişkisinin çocuk üzerinde “rezil olma” korkusu yaratabileceğine dikkat çekiliyor. Çocukların daha rahat konuşmasını sağlayacak öneriler şöyle sıralanıyor:
- Onların seviyesine inin, onlarla oyun oynayın, çocuk sandalyelerine oturun. Orada gördüğünüz şeyler hakkında konuşun. En sevdikleri oyun tarzında sorular sorun.
- Eğer röportaja kamera ya da ses ekipmanıyla geldiyseniz, çocukların ekipmanlarla oynamasına izin verin. Kamerayı tutmalarına ya da bir şeyler kaydetmelerine müsaade edebilirsiniz. Bu, ekipmanların yanında daha rahat hareket etmelerini, içerisinde bulundukları duruma daha iyi uyumlanmalarını sağlayacaktır.
- Çocuklarla, fikirleri sizin için önem taşıyan bir yetişkinle olduğu gibi konuşun.
- Gücenmelerini sağlayabilecek bir konuda gülmeyin ve söylediklerini her zaman dikkatli bir şekilde dinleyin. Unutmayın: Çocuklar siz bu haberi yayınladıktan uzun süre sonra da bu haber ile yaşamaya devam edecek.
“Röportaj yapmanın tek bir doğru bir yolu yok”
Tecrübeli eğitim haberleri muhabiri Sarah Carr tarafından Eğitim Yazarları Birliği (EWA) için hazırlanan “Çocuklarla Röportaj Yapmak” başlıklı rehberde de benzer ipuçları vurgulanıyor:
- Konuşurken çocuğun yaşı dikkate alınmalı ama küçümser ya da üstten bakan bir dil kullanılmamalı.
- Genellemelerden uzak durmak faydalı olacaktır. Röportaj yapmanın tek ve doğru bir biçimi yok. Bazı çocuklar röportaj sırasında tek başına olduklarında daha rahat konuşurken, bazıları ise grup hâlinde iken daha rahattır.
- Çocuğun velisinin röportaja katılmak istemesi hâlinde telaşa kapılmayın. Kibar ve saygılı yaklaşmak genelde güvenlerini kazanmanızı sağlayacaktır.
- Sorduğunuz sorulara yanıt almakta zorlanıyorsanız buzları eritecek bağlam dışı sorular (hobileri, en sevdiği oyunlar gibi) sorabilirsiniz.
- Genel sorular sormaktan kaçının. Örneğin “neden” gibi sorular yerine “öyle hissettiğin zamanlara örnek verir misin” gibi sorular daha iyi sonuçlar verecektir.
Travma sonrası röportaj
Çocuklarla röportaj yaparken her halükârda dikkatli olmak ve etik kurallardan haberdar olmak gerekiyor. Fakat bazı durumlarda iki kat hassas, iki kat dikkatli olunması şart. Bunun en kritik örneği de çocuklarla travmatik bir olayla ilgili röportaj yapmak.
Columbia Journalism Review’da “Çocuklarla röportaj yapmak: Yapılacaklar ve yapılmayacaklar” başlıklı bir yazı kaleme alan Alexandria Neason, aklımızın ucundan geçmeyecek ufak detayların bile çocuklar için son derece travmatize edici olabileceğini vurguluyor:
“Ses tonunuz, sorduğunuz soruların türü, hatta duruşunuzun bile (çocuğa doğru eğilmek yerine, onun hizasına doğru diz çökün) çocuklar üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir, (…) uzun ve zorlu röportajlar sırasında ara vermek iyi olur. Çocuklar size bir istismar ya da travma öyküsü anlatırken, olayları kronolojik sırasıyla anlatmayabilir. Onlara duymak istediğiniz ifadeleri söyletmeye çalışmayın, yönlendirici sorular sormaktan kaçının; özellikle de etki altında kalabilecek ve size duymak istediğinizi söyleyebilecek çocuklara.”
“Sohbeti onun yönlendirmesine izin verin”
“Dart Center for Journalism and Trauma” yöneticisi Bruce Shapiro, Eğitim Yazarları Birliği için yaptığı bir sunumda bu duruma örnek olarak şu ifadeleri kullanıyor:
“Kurşun seslerini duyup duymadıklarını sormak yerine, onlara ne duyduklarını sorun. Ya da, doğrudan ‘ne oldu’ sorusunu sorun ve sohbeti çocuğun yönlendirmesine izin verin.”
Yönlendirici olmamak, dikkatli bir ton ve vücut dili kullanmak travma sonrası röportajları çocuk açısından daha az zararlı hâle getirmenin gereklilikleri. Ama bazı durumlarda haberin çekiciliğini bir kenara bırakarak, daha radikal seçenekleri de değerlendirmek gerektiğini düşünenler de var.
Tecrübeli eğitim muhabiri ve Columbia Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Görevlisi LyNell Hancock, “Küçük bir çocukla travmatik bir olayın hemen ardından röportaj yapmanın veli ya da vasinin izni olsa bile iyi bir fikir olup olmadığını düşünmemiz gerek. Eğer röportaj, çocuğun aynı konu sebebiyle tekrar zarar görmesine sebep olacaksa, röportajı yapmama seçeneğini değerlendirmeliyiz” diyerek daha temel bir etik sorgulamaya işaret ediyor.
Sosyal medya üzerinden iletişim
Günümüzün en etkili iletişim kanallarından biri sosyal medya. Gazeteciler de haber kaynaklarına ulaşmak için sosyal medyaya sık sık başvuruyor. Ama söz konusu haber kaynağı çocuklar ise, dikkat edilmesi gereken etik kurallar mevcut.
Sarah Carr, röportaj yapılacak çocuklardan, yaşından bağımsız izin alınması gerektiğini belirtiyor. Aynı durumun sosyal medya için de geçerli olduğunu ekliyor. Carr, sosyal medyanın muhabirler açısından çocuklara kolay ulaşım kanalı sağlayabileceğini kabul etse de, önemli bir uyarıda bulunuyor:
“Çocuklar ‘dijital yerli’ olarak anılsalar da her çocuğun online davranışlarının kamusal doğasını anladığını varsayamayız. Bu yüzden röportajın doğasını ve sonuçlarını onlara anlatabildiğinizden emin olmanız gerekir.”
Yerel faktörleri hesaba katmak
Konuyla ilgili çerçeve sunan metinlere baktığımızda iki noktanın ortak olarak öne çıktığını görüyoruz. Birincisi, çocuklar ile velileri röportajın içeriği ve olası sonuçları konusunda bilgilendirerek rızalarını almak. İkincisi, sorular ve röportaj sırasındaki davranışlar konusunda dikkatli davranarak çocuklara zarar vermemek. Bu iki yaklaşımı esas almak etik bir zorunluluk. Tüm gazetecilerin uyması gereken bir çerçevenin köşeleri. Fakat, daha verimli bir röportaj için ipucu olarak sunulan maddeler röportajın konusuna göre değişebileceği gibi, ülkenin kodlarına ve iletişim biçimine göre de değişebiliyor. Bu sebeple pratik tavsiyeleri değerlendirirken, her konuda olduğu gibi yerel faktörleri dikkate almak şart.
İletişim kurma biçimlerinin yaratacağı sonuçların bazı evrensel doğruları olsa da, vücut dili gibi faktörlere dair maddelerin kültürel olarak değişebileceğini unutmamak gerekiyor. Ama bu şerhleri not düşerek konuyla ilgili tartışmaları dikkate almak hem etik hem de profesyonel farkındalığı arttırarak çocukların özne olduğu haberlerde daha sağlıklı bir iletişim ve daha etik bir gazetecilik ilişkisi yaratmak mümkün. Tam da bu yüzden, gazetecilerin çocukları korumayı önceleyen evrensel etik ilkeler doğrultusunda hareket etmesi önem taşıyor.