Eğitim Reformu Girişimi (ERG)’nin “Uzun Hikâye” yazı dizisinin “Ben Okulsuz Yapamam” başlıklı son bölümü yayınlandı.
ERG Araştırmacısı Umay Aktaş Salman kaleme aldığı araştırmada, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin durumunu sahadan örneklerle, hikâyelerle ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, eğitime erişimden, eğitimin içeriğine kadar farklı boyutlarda hem veriler hem de anlatılanlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çarpıcı şekilde gösteriyor. Eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın en önemli ve etkili yollarından biriyken eşitsizliği pekiştirebiliyor, hatta yeniden üretebiliyor.
Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin durumunu verilerin yanı sıra sahadan örneklerle, hikâyelerle ortaya koyan yazıda Aktaş, 16 yaşındaki N.K. ve S.F’nin durumunu aktarıyor:
“Ders kitaplarında aile bütçesini baba yönetiyor, anne ev işlerini yapıyor, kız çocuğu annesine yardım ediyor. Kadının anne kimliği ön planda, bazı meslekleri yapanlar hep “erkek”…
Çocuklar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini bu vurgularla kitaplardan okurken ortaöğretime geldiklerinde kız çocuklarından bazıları tıpkı kitaplardaki gibi çoktan anne oluyor, okulu bırakıp ev işlerini üstleniyor ya da okudukları bölümde “bu erkek işi” sözüyle karşılaşarak ayrımcılığa maruz kalıyor. O kız çocuklarından biri 16 yaşındaki N.K. Lisede olması gerekiyor ama 12 yıllık zorunlu eğitime rağmen ne örgün ne de açıköğretimde eğitim alıyor. Yoksulluk ve ailevi sebeplerle eğitim dışına itilen N.K. “Ev işi yapıyorum. Yeğenime bakıyorum. Sabah kalkıp okula gidememek çok tuhafıma gidiyor. Ben okulsuz yapamam” diyor. 15-24 yaş arasında her 100 kadından 34’ünün olduğu gibi N.K.’da ne eğitimde ne istihdamda. Batman’da yaşayan S.F. de hasta kardeşine bakmak için liseyi bırakmış. Ailesi liseyi açıköğretimden bitirmesini istemiş. Kız çocukların eğitim hakkı bazı aileler için feda edilebilirler listesinde ilk sırada. Kız çocukların ortaöğretimde net okullulaşma oranı yüzde 83,9. Yani hala tamamı eğitime erişemiyor.”
Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili en önemli konulardan birinin kız çocuklarının eğitime erişim hakkı olduğu belirtilen araştırmada kızların okullaşmasında son 20 yılda gözle görülür bir ilerleme yaşandığı kaydediliyor:
“Ancak kız ve oğlanlar arasındaki okullulaşma farkı tam olarak kırılamadı. Sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitime geçilen 1997-98 eğitim öğretim yılında ilköğretim düzeyinde kız çocuklarının net okullulaşma oranı yüzde 79 iken, 2007-08 eğitim öğretim yılında oğlanlarla benzer düzeye geldi. Eğitim İzleme Raporu 2019: Öğrenciler ve Eğitime Erişim’e göre, 2018-19 eğitim öğretim yılında ilkokulda net okullulaşma oranı kızlar için yüzde 92,1 oğlanlar için yüzde 91,8. Ortaokulda kızlar için yüzde 93,6 oğlanlar için 92,9. Oranların birbirine yakın olduğu söylenebilir.”
Ders kitaplarında açık ve örtük toplumsal cinsiyet eşitsizliğine de değinilen araştırma, iki önemli raporu merceğe alıyor: Dr. Canan Aratemur Çimen ve Dr. Sezen Bayhan tarafından 2018 ve 2019 yıllarında yapılan “Değişen Ders Kitaplarında Sekülerizm ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”.
Aratemur ve Bayhan ilk araştırmalarında ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere 1, 5 ve 9. sınıfta kullanılan toplam 16 kitabı analiz etti. İkinci araştırmada ise İlkokul, ortaokul ve lise olmak üzere bu kez 40 kitap analiz edildi.
“İlk araştırmada 2017-2018 eğitim-öğretim yılında değiştirilen müfredat kapsamında hazırlanan ders kitapları ile 2016-2017 eğitim-öğretim yılında okutulan ders kitapları arasında sekülerizm ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farklılıklar olup olmadığına bakıldı. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı. 2017 sonrasında yenilenen müfredatın ardından hazırlanan ders kitaplarında toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili sorunların daha da ağırlaştığı görüldü. Kitaplarda cinsiyetçi mesajlara ve temsillere açık ve örtük bir şekilde daha fazla yer verildiği tespit edildi.”
Erdemli, güçlü erkekler, ev hayatıyla özdeşleyen kadınlar
İkinci araştırma sonuçları da toplumsal cinsiyet eşitliğine dair ders kitaplarında olumsuz örnek ve anlatımların olumlulardan daha fazla olduğunu gösteriyordu. Bu kez 2017-18 eğitim öğretim yılında kullanılan ders kitapları ile 2018-19 eğitim öğretim yılında kullanılan kitaplar karşılaştırıldı. Rapora göre özellikle 2 ve 3. sınıf Hayat Bilgisi kitapları arasında aile içi işbölümü konusunda belirgin farklar vardı.
Standartlar yaygınlaşamadan proje sona erdi
2018’de de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul Standartlarının Yaygınlaştırılması Projesi’nin başladığına değinilen araştırmada, projenin tamamlanmadan sona erdiği hatırlatıldı:
“Projenin 2019’u kapsayan 2 yıllık bir çalışma döneminde gerçekleşmesi planlandı. Proje 81 ildeki 162 kurumu hedefledi. Proje kapsamında beden eğitiminden biyolojiye 12 ders özelinde Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etkinlik Kitabı hazırlandı. Okul yöneticisi, öğretmen ve psikolojik danışmanlara Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hizmetiçi Eğitimi verildi. Ancak, proje tamamlanmadan sona erdirildi.
Projenin sona ermesinde ise toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışıyla ters düşen eleştiriler rol oynadı. Çeşitli medya kuruluşları ETCEP ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili projeleri hedef alan içerikler yayımladı.”