Görsel: Kırmızı Balon ( La Ballon Rauge) filminden.
Uzman Pedagog Belgin Temur, “Toplumun genelinde çok büyük bir kaygı, korku ve öfke var ve bu kaygıların, korkuların, öfkelerin tamamen çocuklara yansıdığını görüyorum. Şu an yaratılan siyasi ortam, çocukların güvende olma hissini altüst etmiş durumda” dedi.
Son zamanlarda çocukların sokak röportajlarında siyasetten, ekonomiden, ülke sorunlarından konuştuğuna şahit oluyoruz.
Bir yandan da gelecekten beklentilerini, neler hissettiklerini, neler istediklerini söylemekten çekinen eğer yanlış bir şey söylerse başlarının derde gireceğini düşünen çocuklar var.
Yaratılan siyasi ortam, çocukların ülke gündemine maruz kalmasına ve kaygı duymasına neden oluyor.
Gündemle ilgili içeriklerle ergenlik dönemine kadar ilgilenilmemesini söyleyen Uzman Pedagog Belgin Temur yaratılan siyasi ortamın çocuklar üzerindeki etkileriyle ilgili sorularımızı bianet’e yanıtladı.
“Çocuklar kendilerini güvende hissetmiyor”
Çocuklar siyasetten nasıl etkileniyorlar, nasıl hissediyorlar?
Çocuklar her zaman dış dünya ile ilgili algılarını anne babaları üzerinden belirlerler. Dolayısıyla anne babanın ne hissettiği ne konuştuğu, çocuğa ne yansıttığı çok önemli.
Haberler gündemle ilgili içerikler bunlar aslında neredeyse ergenlik dönemine kadar
izlememesi gereken içerikler.
Çünkü bu içeriklerin çoğu çocukların iç dünyalarında zorlanmalarına sebep olacak içerikler. Onların dünyaları daha küçük, kendi güçlerinin yetebileceği şeyler üzerine ancak zihinsel çabalar gösterebilirler.
Toplumun genelinde çok büyük bir kaygı, korku ve öfke olduğu için, bu hangi partiden olduğundan bağımsız, bu kaygıların, korkuların, öfkelerin tamamen çocuklara yansıdığını görüyorum.
Oysa çocuklar için umut çok önemli. Sevinç, huzur, rahat hissetmek, güvende hissetmek çok önemli.
Şu an yaratılan ortam, çocukların güvende olma hissini altüst etmiş durumda. Kendilerini güvende hissetmiyorlar.
Özellikle ergen yaşlara yakın çocuklar, “Geleceğimiz gitti ne olacak” “büyüdüğümüzde nasıl bu ülkede ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağız” “özgür olabilecek miyiz” şeklinde kaygıları olduğunu ben çok duyuyorum ve gözlemliyorum.
“Sanki bir seçim değil de bir savaş”
Yaratılan siyasi ortam çocuklar tarafından nasıl algılanıyor?
Son dönemde yaşananların, çocukların kendi zihninde şöyle bir algı yarattığını da görüyorum. Çocuklar, toplumun ikiye ayrıldığını, kabaca ikiye ayrıldığını görüyorlar. Kendileri de bu ayrımın içinde yer aldıklarını düşünüyorlar.
Biz bir grubuz, bir de bir başka grup var. Karşı taraf ve biz sanki bir seçim değil de bir savaş varmış gibi ve bu savaşın bir kazananı bir de kaybedeni olacak. Kazanan rahat edecek, kaybedeni de perişan olacak algısı var.
Çünkü çocuklar için özellikle ilkokul yaşına kadar olan çocuklar için ya hep ya hiç algısı vardır. Arada az iyi ya da az kötü gibi bir duygu yoktur. Ya her şey çok iyidir ya her şey çok kötüdür.
O yüzden şu an her şey çok kötü gibi algılıyorlar. Sanki bütün hayatlarının gidişatı, mutlulukları, yaşamaları şu an yapılacak olan seçime bağlıymış gibi düşünüyorlar.
Elbette bu gerçekçi algı değil. Tabii ki seçimle, yönetimle, yönetim şekliyle birçok şey belirleniyor ama insanların bireysel mutlulukları için, çocukların bireysel mutlulukları için çok fazla faktör var.
“Kaygı çocukların gelişimi üzerinde tehlike”
Çocukların, siyasi ortamdan etkilenmemesi için ne yapılmalı?
Aileler bu gündemden çocukları uzak tutmalılar. ‘Sen merak etme’ ‘güvendesin’ ‘biz senin yanındayız’ ‘ne olursa olsun biz seni koruyacağız’ ‘bizim koruma sistemlerimiz var’ ‘Anayasamız var.’ ‘Anayasamız hepimizi koruyacak nitelikte’ gibi bir garantinin çocuklara verilmesi gerekiyor.
Bu çocukları kandırmak değil ama reel gerçekliğin yarattığı güveni vermek gerekiyor çocuklara.
Kaygı olmadan çocuklar güvende hissederek rahat mutlu büyüsünler gelişsinler istiyoruz. Her türlü kaygı çocukların gelişimi üzerinde tehlike.
Toplumda yetişkinleri bu kadar sıkıntıya sokan, bu kadar büyük bir meseleden çocukların izole edilmesi gerekir. Bu çok önemli. Çocukların bu gündemin içinde olmaması gerekir.