Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, “Çocuklar arasında Covid-19 bulaşı görmeye başladık. Virüs çocukların oyun alanlarına indi” uyarısında bulunuyor.
Dağlı kendisine ve meslektaşlarına eylül ayı itibariyle artık çocukların okulda veya bahçede oyun oynadığı arkadaşından enfekte olduğu bilgisinin gelmeye başladığını aktarıyor. Covid-19 pozitif olan çocuklarda belirtilerin ya hiç olmadığını ya da da karın ağrısı, ishal, baş ağrısı, halsizlik, ateş şeklinde olabildiğini aktarıyor ve testin yaygınlaşması gerektiğinin altını çiziyor:
“Bu belirtiler bütün ateşli çocuk hastalıklarında olabileceği için kış aylarında ayırıcı tanı oldukça zorlaşacak. Bu nedenle PCR testinin çok yaygınlaştırılması gereklidir.”
Prof. Dağlı, şu sıralar çeşitli kademelerinde görevler aldığı Avrupa Solunum Derneği’nin bu yılki kongresine online olarak katılıyor. İlk günün tamamen Covid-19 konusuna ayrıldığını aktaran Dağlı, “Heyecan içinde izlediğimiz bu sunulardan bilgilendik ufkumuz açıldı. Covid-19 ile ilişkili bağımsız çalışmaların önünden resmi denetim engeli kalktığında ülkemizin verilerini de paylaşabilmeyi ümit ediyoruz” diyor.
Çocuklarda Covid-19 bulaşının arttığını söylüyorsunuz. Size ve meslektaşlarınıza ulaşan vakalar bize ne anlatıyor?
Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde ilk Covid-19 olgusunun açıklanmasını izleyen üç ay içinde çocuklar pandemiden çok etkilenmediler. Birkaç büyük klinikte eşlik eden ağır hastalığı olan çocuklarda yoğun bakım gerekti, ancak erişkinlerle karşılaştırılabilir yoğunlukta bir tablo oluşmadı.
Haziran ayındaki normalleşme ile toplumda Covid-19 olguları artmaya başladı. Ağustos ayında nisan ayında gördüğümüz olgu sayılarına ulaştık. Toplumda hastalığa karşı ilk günlerde yaşanan endişe ve korunmayla ilgili özen kalmamıştı çünkü. Nisan- mayıs aylarında ailesinde Covid-19 olduğu için yapılan temaslı taramasında pozitif bulunan çocuklar oluyordu. Ancak eylül ayında artık çocukların okulda veya bahçede oyun oynadığı arkadaşından enfekte olduğu bilgisi gelmeye başladı. Toplumda Covid-19 yaygınlığı arttıkça çocuklar için bulaş boğaz enfeksiyonu, influenza gibi olmaya başladığını gözlüyoruz.
“Kış aylarında ayırıcı tanı oldukça zorlaşacak”
Çocuklar açısından risk ne boyutta?
11 Mart-Haziran tarihleri arasında Ankara’da izlenen 220 çocuğun dörtte birinin hiç belirti göstermediği, yarıya yakın kısmının belirtilerinin hafif olduğu bildirilmişti. Çocukların % 9.5’inde başka eşlik eden hastalık vardı, yoğun bakım tedavisi gerektirenler yüzde üçün altındaydı. İki çocuk kaybedilmişti.
Birleşik Krallık’ta 19 yaşın altında 69 bin 516 hastane yatışından sadece altı çocuğun başka hastalıkları da olduğu için kaybedildiği rapor edildi. Çocuk ölümleri bir milyon kişide birin altında bulundu. Çocukların prematüre doğmuş olması, kalp hastalıklarının olması ve ileri derecede obez olmalarının risk faktörü olduğu saptandı.
Çocuklarda belirtiler ya hiç olmuyor ya da karın ağrısı, ishal, baş ağrısı, halsizlik, ateş şeklinde olabiliyor. Bu belirtiler bütün ateşli çocuk hastalıklarında olabileceği için kış aylarında ayırıcı tanı oldukça zorlaşacak. Bu nedenle PCR testinin çok yaygınlaştırılması gereklidir.
“19-64 yaş grubunda hastalığı ağır geçiren çok hasta var”
Çocuklar arasında bulaş artarken hâlâ 65 yaş ve üstü kişilere kısıtlamalar getirilmesi ne kadar doğru?
Pandemi önlemleri mart ayından beri 65 yaş üzerindekileri hedefleyerek belirleniyor.
Bu yaş grubunda risk olduğu için tabii ki korunmalı ama onlar evde dururken ev halkının diğer bireyleri işe ve sosyal mekanlara gidip geliyorsa bu koruma anlamsızlaşıyor. Özellikle saat belirterek sokağa çıkma izni vermenin hiçbir bilimsel temeli olamaz. Zaten son zamanlarda 19-64 yaş grubunda da hastalığı ağır geçiren çok hasta görülüyor. Toplumun tamamını kapsayan etkin ve bilimsel temele dayanan önlemler almak gerekli.
“Türkiye evrensel koşulları yerine getirmiyor”
21 Eylül’de okullar açılacak. Dünyadaki örneklerle karşılaştırmak gerekirse çocukları, öğretmenleri ve dolayısıyla toplumu neler bekliyor?
Toplumda yeni hasta sayısı yüksekse ve süreç içinde giderek yükseliyorsa, yapılan PCR testlerinin pozitif çıkma oranı yüksekse okulların açılması tehlikelidir. Her ülke kendisi için okul açma kriterlerini bilimsel kanıtlardan yararlanarak düzenler. Herhangi bir tarih belirleyerek değil, o kriterlerin yerine geleceği zaman okulu açar.
“Okulların açılmasıyla salgın iyice kontrolden çıkabilir”
Türkiye henüz böyle bir kriter benimsemediği gibi; evrensel koşulları da yerine getirmiyor. Okulda bulaşın artması ve evlere taşınması halinde şimdilerde ancak baş edebildiğimiz salgın, iyice kontrolden çıkabilir.
Avrupa Solunum Derneği Kongresi bu yıl ilk kez online olarak yapılıyor. Siz de katılım gösteriyorsunuz. Burada ana konu koronavirüs sanırım. Neler konuşuluyor, neler öne çıkıyor?
Avrupa Solunum Derneği 1991 yılında kurulan ve 34 bin solunum sağlığı konusunda çalışan bilim insanının üye olduğu bir meslek derneği. Derneğin çeşitli kademelerinde görevler almış ve 1991 yılından beri her yıl yapılan kongrelerine katılmış bir üyesi olarak bu yıl pandemi nedeniyle çeşitli ülkelerden meslektaşlarımla bir araya gelememenin burukluğunu yaşıyorum.
“Engel kalktığında ülkemizin verilerini de paylaşabilmeyi umuyoruz”
Ancak sanal kongre çok başarılı geçiyor. Kongrenin ilk günü tamamen Covid-19 konusuna ayrılmıştı. Hastalığın farklı ülkelerdeki seyri, tuttuğu yaş gupları, önleme yöntemleri, aşı çalışmaları, tedavisi konusunda yeni veriler tartışıldı. Heyecan içinde izlediğimiz bu sunulardan bilgilendik ufkumuz açıldı. Covid-19 ile ilişkili bağımsız çalışmaların önünden resmi denetim engeli kalktığında ülkemizin verilerini de paylaşabilmeyi ümit ediyoruz.