Salgında bir yıl: Çocukların gelecek kaygısı çoğaldı

Ayşegül Özbek
Facebook Twitter

İlk koronavirüs vakasının resmi olarak açıklanmasının ardından bir yıl geçti. Her kesim için farklı sonuçları oldu bu bir yılın.

Eğitim yüz yüze mi, uzaktan mı olmalı? Çocuklar en çok bulaştıran grupta mı? Yetişkinler için evde çocuklarla sürekli vakit geçirmek çok mu zor? Çocuklar etrafında şekillenen bir sürü soru… Peki, çocuklar nasıl hissetti, yaşadı bu bir yılı.

“Nasıl bir nesil geliyor” sorusu için henüz net bir yanıt yok:

“Süreç sonucunda bazı çocukların stresle başa çıkma kabiliyeti artacak ve sonraki kriz durumlarına daha güçlü gireceklerdir ancak bu süreçte sosyal desteği yeterli olmayan ve sürecin iyi yönetilmediği çocuklar ise sonraki krizlere karşı daha duyarlı olacaklardır.”

Öte yandan okulların uzun süre kapanması ile birlikte özellikle ergenlerde gelecek kaygısı oluştu.

“Okul çocuklar için umut demek bir anlamda, bu sürecin aksaması ciddi kaygılara yol açabilmekte maalesef.”

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Derneği Travma Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu bir yılı değerlendirdi ve çocukların nasıl etkilendiğini…

Otizmli çocukların tanıları gecikti

11 Mart resmi olarak ilk koronavirüs vakasının açıklanmasının 1. yıldönümü. Size gelen vakaları ya da çocuklarla hâlihazırda devam eden görüşmelerinizi karşılaştırmak istesek… Bir yıl önce nasıl bir tablo vardı, bugünlerde nasıl bir tablo var önümüzde çocuklar açısından?

Dünya olarak zor bir sınavdan geçiyoruz ama her kriz durumunda olduğu gibi yine en çok etkilenenler çocuklar ve dezavantajlı gruplar oldu. Esasen pandemi öncesinde de oldukça yoğun olarak çocuklara yönelik ruhsal sorunlarla çalışıyorduk ancak pandemi döneminde bazı çocuklarda önemli sorunlar görmeye başladık, bazılarında ise sorunların arttığını gözlemledik. Örnek olarak internet ve oyun bağımlılığını verebiliriz sanırım, başvuru yapan çocukların ciddi bir kısmında dijital bağımlılık ile mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Tabi bunların yanında özel eğitime ihtiyaç duyan otizmli çocukların tanıların gecikmesi ve özel eğitim uygulamalarının aksaması ile ilgili ciddi ve telafisi zor olacak bir zaman kaybı yaşandığını anlıyoruz.

Bazı çocuklar aileleriyle iletişimlerini güçlendirdi

Tüm bunların yanı sıra temizlik ile ilgili endişeleri çocuklarda bu endişelerin şiddetinin arttığını, dikkat eksikliği sorunları yaşayan çocukların ek olarak davranışsal sorunlar geliştiğini gözlemliyoruz. Tabi tüm olumsuzlukların yanında daha önce takibe aldığımız bazı çocukların ise bu süreci aileleri ile iletişimlerini güçlendirmek için kullandıklarını ve daha iyi bir ruh sağlığına kavuştuklarını söyleyebilirim.

Temizlikle ilgili eski rutin devam edecek

Temassızlık, temizlik alışkanlıklarımızın değişmesi ilişkilerimize de yansıdı. Çocuklar ve ergenler açısından ne gibi sonuçlar doğurdu bu? Daha temizlik takıntılı bir nesil mi geliyor?

Aslında tam olarak bu ifadenin doğru olduğunu söylemek mümkün değil, pandemi sonrasında evet, bazı çocuklarda temizlik uğraşısı ile ilgili devam edebilir ancak önemli bir kısmı eski rutin hayatına devam edecektir.

Sosyal fobisi olanlar dijital ortamda daha girişkenler

Peki, farklı karakterler için olumlu dönüşleri olmuş olabilir mi salgın ve beraberinde gelen karantinanın. Mesela utangaç çocukların uzaktan eğitim sayesinde derse katılımının arttığını, aktifleştiğini dile getiren uzmanlar var. Buna benzer gelişmeler gözlemlediniz mi? Ya da bu tip olumlu sayabileceğimiz davranışlar, salgın bittiğinde devamlılık gösterir mi?

Pandemi döneminde özellikle birçok uzmanın krizi fırsata çevirin önerilerini duymuşsunuzdur, azınlık da olsa bazı aileler ve çocuklar bunu başarabildi. İş yoğunluğu veya farklı sebeplerle çocuk ve aile arasında iletişim ve özel zaman konusunda önemli sorunlar varken bu süreçte daha fazla birbirlerinin duygu ve düşüncelerine odaklanan ailelerde sürecin daha olumlu devam ettiğini söyleyebilirim.

Utangaç olan çocukların uzaktan eğitimde daha aktif olmaları yeni durum değil aslında ciddi sosyal fobi eğilimleri olan çocukların dijital ortamda daha girişken oldukları bildiğimiz bir gerçek. Aslında bu durum onları internet bağımlılığı açısından riskli bir duruma sokabilir, dikkatli olunmasında fayda var diyebilirim.

Asosyal mi üretken mi?

Evde sık vakit geçirmek zorunda kalmanın da hem ruhsal hem de fiziksel dönüşleri oldu hepimize. Yine çocuklar açısından sormak isterim; psikolojik açıdan acıya daha dayanıklı, adaptasyon seviyesi yüksek bir nesil mi geliyor? Asosyal mi yoksa sürece ayak uydurabilmek adına daha üretken bir nesil mi?

Aslında sorunun cevabı net değil, her iki duruma da evrilecek çocuklar olacaktır ama birinin diğerinden daha baskın olduğu bir süreç yaşandığını söylemek mümkün değil. Süreç sonucunda bazı çocukların stresle başa çıkma kabiliyeti artacak ve sonraki kriz durumlarına daha güçlü gireceklerdir ancak bu süreçte sosyal desteği yeterli olmayan ve sürecin iyi yönetilmediği çocuklar ise sonraki krizlere karşı daha duyarlı olacaklardır.

Okul çocuklar için umut demek

Ergenler için durum nasıl peki? Aileleri dışında bir sosyal çevresi olan, ikili ilişkileri olan ergenler, gençler artık nasıl ilişkileniyor? Ya da arkadaşlıklarında bundan sonra neleri arayacak?

Bu süreçle birlikte ergenlerin sosyal medya kullanım sıklığının arttığına şahit olduk bu durumla mücadele etmek hem bizler hem de onlar için zorlu olacak sanırım. Ama sanırım ergenlerle yaptığım görüşmelerde önemli sorunlardan birinin okulların uzun süre kapanması ile birlikte oluşan gelecek kaygısı. Okul çocuklar için umut demek bir anlamda, bu sürecin aksaması ciddi kaygılara yol açabilmekte maalesef.

Ergenler ve özel alanlar

Çocukların özel alan ve sınırları kalmadı bu dönemde. Ailelerin sürekli çocukları gözlemleme ortamı doğdu. Derste nasıl, öğretmeni nasıl bir tip, arkadaşlarıyla ne konuşuyor gibi… Bu sürekli izlenme hali ergenleri nasıl hissettiriyor? İlerideki davranışlarını nasıl etkiler bu mahremiyet ihlali?

Aslında bu sürecin olumlu tarafına da odaklanmak gerekiyor derslerin online olması bazı ailelerin çocuklarını daha yakından tanımalarına yardımcı olduğunu düşünüyorum. Çocuk ve ergenlerin ise sadece ders dinlerken ailelerin ortamda bulunmasından ciddi rahatsızlık duyduğu sadece birkaç çocukla görüşmem oldu bunun çok yaygın bir sorun olduğunu düşünmüyorum, ancak evde fazla vakit geçirmenin ergenlerin bazen istediği yalnız kalma ihtiyacı ve zamanını azalttığı için bazı ailelerde önemli çatışmalara şahit oluyoruz. Bir ergen çocuğunuz varsa onun gelişimsel özelliklerine dikkate alarak özenli davranmak gerekiyor.

Yakınını kaybeden çocuklar

Normal şartlardan farklı olarak, bu süreçte bir yakınını kaybeden çocuklar, gençlerde ileriye dönük nasıl izler kalacak?

Bu süreçte çoğumuz ciddi acılar yaşadık yakınlarımızı kaybettik. Öncelikli olarak yas sürecinde olan ailelere tavsiyem çocuklarla duyguların paylaşılması olmalıdır onlarla bu ölümün ona ne hissettirdiğini konuşun ve kendi hislerinizi paylaşın lütfen.

Ölüm sonrası bazı çocuklarda virüsün kaynağı da belli değilse ‘acaba ben mi bulaştırdım’ suçluluk duyguları gelişebilir veya yaşamda kalanın suçluluğu dediğimiz ben neden ölmedim düşüncesi oluşabilir. Sürecin çocuk üzerindeki etkileri biraz da geride kalanların çocukla kurdukları ilişkiye göre şekillenecektir. Ölüm sonrası 6 ay kadar bir süre geçmesine rağmen ölen kişilerle ilgili örneğin, sürekli rüyalar görmesi ölüm gerçeğini kabul etmekte zorlanması, normal hayata dönmesinde zorlanması durumunda bir uzmandan destek almaları gerekli olacaktır.