Medya okuryazarlığının erken yaşlardan itibaren başlayarak hayat boyu geliştirilecek bir beceri olması, verilecek eğitimin de okul öncesinden başlayarak yetişkin eğitime uzanan bir sürece yayılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle eğitim kurumlarında, çocuklara, toplumla uyum içinde yaşaması ve toplumun ona sağladığı fırsatlardan yararlanabilmesi için gerekli temel davranışların kazandırılması
hedeflenmektedir.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (FIJ) 2003 yılında yayınladığı “Medyada Çocuk Haklarını Tanıtmak” konulu bir atölye çalışmasında belirtildiğine göre; Dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasının çocuklardan oluştuğu, medyanın ancak yüzde beşinin çocuklara yönelik içerik taşıdığı bunun da büyük kısmının çocuk ruh ve beden sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir.
Medya okuryazarlığı işte tam da burada devreye girerek bilinçli bir okuyucu kitlesini yetiştirmeyi amaçlamalı, medya programcıları, habercileri ve diğer kurumsal yapıları koordine ederek ruh ve beden sağlığı korunmuş, değerlerine bağlı bir neslin yetişmesine yardımcı olmalıdır.