“Roman kimliğinden dolayı sevilmeyeceğini düşünen çocuklar var”

Ayşegül Özbek
Facebook Twitter

Ankara Kale Mahallesi’ndeki Roman çocuklar neler söylüyor bize? Ya hayalinin olmadığından, ya çalışmak ya da kardeşine bakmak zorunda olduğundan…

Kimisi, “Siz bana okula git diyorsunuz da melodika çaldığım için bana romanika deyip dalga geçiyorlar” diyerek akran zorbalığından örnek veriyor.

“Hayalleri sınırlandırılmış, gerçekler etrafını sarmış Roman çocukların…” diyor Roman Hakları Derneği’nden Fatoş Kaytan.

‘Roman Çocukların Erken Çocukluk Gelişim Programlarına ve Okul Öncesi Eğitime Katılımı Arttırma’ projesi kapsamında yaklaşık iki aydır devam eden görüşmelerinden izlenimlerini ve projenin hedeflerini aktarıyor.

“Derin yoksulluğun yaşandığı bir gecekondu mahallesi”

Ankara Kale nasıl bir bölge? Bu bölgede yaşayan çocukların yaşam, eğitim, oyun şartları nasıl? Roman çocuklar açısından bu şartlar için durumda bir farklılık gözlemliyor musunuz?

Ankara Kale Mahallesi tarihi bir kale içerisinde turistik yüzü olan derin yoksulluğun yaşandığı bir gecekondu mahallesi. Çocukların oyun oynayabileceği ve serbest zamanlarında güvenli bir şekilde sosyalleşebilecekleri bir bölge bulunmuyor. Çocuklar temel haklarına erişim noktasında ciddi sorunlar yaşıyor; okullaşma noktasında çeşitli sebeplerle sorun yaşanıyor. Mahallenin ve evlerin fiziki şartları çocukların sağlığı açısından ciddi riskler barındırıyor. Çocukların kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortam bulunmuyor. Özellikle Roman çocukların eğitim noktasında ciddi hak ihlalleri yaşadığı biliniyor. Roman çocuklar var olan eşitsizlikten ve ayrımcı tutum/davranışlardan dolayı hayal bile kuramıyor. Pandemi sürecinde uzaktan eğitime erişemediler ve özellikle Roman çocukları eğitimden kalıcı olarak uzaklaştı. Pandemi sürecinden ciddi bir okullaşma sorunu yaşanacağı öngörülebiliyor.

Aile-öğrenci-öğretmen iş birliği

‘Roman Çocukların Erken Çocukluk Gelişim Programlarına ve Okul Öncesi Eğitime Katılımı Arttırma’ projesinin amacı nedir?

Roman çocukların eğitim hakkına erişim sürecinde yaşadıkları engellerin azaltılması ve özellikle okul öncesi eğitime Roman çocukların dahil olmasının sağlanması için Avrupa Birliği ve Roman Eğitim fonu tarafından desteklenen bir projedir. Proje kapsamında Roman çocuklarının okula devamını artırmak, okul öncesi eğitime kayıtları artırmak, aile-öğrenci-öğretmen iş birliğini sağlamak, aile bilinçlendirici seminerler düzenlemek, çocuklara güvenli alan yaratmak için Kitap-Oyuncak Kütüphanesi kurmak ve kurulan bu kütüphane içerisinde atölye çalışmaları gerçekleştirmek amaçlarımız arasında.

İstismara ve akran zorbalığına karşı güçlendirmek

Yaş grupları ve gelişimsel özelliklerine göre planlanan ve uzman eğitimciler tarafından yürütülecek olan atölye çalışmalarında çocukların oyun yoluyla; sosyal kaygılarını yenmek, sosyal entegrasyonu yükseltmek, özgüvenlerini geliştirmek, takım çalışmasına uyum kazandırmak, dil ve iletişim becerilerini geliştirmek, problem çözme becerilerini artırmak, teknolojik ve kültürel adaptasyonlarını sağlamak gibi kişisel gelişim ve donanımlarını artırmak hedefleniyor. Ayrıca çocukları istismara ve akran zorbalığına karşı güçlendirmek ve cinsiyet eşitliği bilinci geliştirerek farkındalık yaratmak da hedeflerimiz arasında.

“Bugün açmıyor musunuz hocam?”

Ocak ayında başladı proje, Mayısa kadar devam edeceğini biliyoruz. Bu iki buçuk ay içinde ne gibi deneyimleriniz oldu? Çocuklarda ne gibi değişimler gözlemliyorsunuz?

Bu süre zarfında projenin birçok bileşenini yapmaya çalıştık. Aileleri ziyaret ettik, eğitimin önemini konuştuk, okulları ziyaret ettik, çocukların maruz kaldığı ayrımcı tutumları konuştuk, kadınlarla bir araya geldik mahallenin sorunlarını konuştuk, çocuklarla bir araya gelip çeşitli aktiviteler yapıp kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırmaya çalıştık hatta hep birlikte Harikalar Diyarı’na gittik. Bu proje içerisinde gerçekleştirdiklerimiz dışında biz Roman Hakları Derneği olarak Kale’de yaklaşık 4 senedir çocuklarla aktiviteler yapıyorduk zaten. Değişimleri anlatırken belki bunları da göz önünde bulundurmak lazım. Çocukların evi gibi gördüğü Hayal Evi’ne proje kapsamında yeni bir ev eklendi: Taliga Kitap ve Oyuncak Kütüphanesi. İzin günlerimiz de çocukların arayıp “Bugün açmıyor musunuz hocam?” diye soruyorlar. Bunu, güvenli alan olarak burayı benimsediklerinin kanıtı olarak görebiliriz.

Aynı zamanda kadınların kendilerini bize daha rahat açtıklarını, mahallenin sorunlarından bahsederken ayrıntılara girmesini de projenin başarılarından sayabiliriz. Anaokuluna kayıt için destek olma aşamasında öğretmenlerimizle birlikte çalışıyoruz. Bizce bu, projeye öğretmenlerin de inandığının ve iletişimin güçlendiğinin bir kanıtıdır.

“Çocuk işçiliği arttı”

Salgında çocukların durumu çok gündem oldu, olmaya da devam ediyor. Kale bölgesindeki Roman çocuklar açısından durum nasıl? Salgın çocukları nasıl etkiledi? Sağlık ve eğitim haklarına ne ölçüde ulaşabildi çocuklar?

Salgının herkesi eşitlediği iddia edildi ama gördüğümüz şu, eşitsizlik ciddi manada derinleşti. Kale Mahallesinde evlerin küçük/tek odalı olması ve sağlıksız olması sebebiyle insanlar ve çocuklar salgına karşı korumasız kaldılar. Günlük işlerde çalışan yetişkinlerin işsiz kalması çocuk işçiliği artırdı. Uzaktan eğitime erişim sağlayabilen çocukların sayısı çok kısıtlı kaldı ve kalıcı okul terkinin ciddi oranda artığını söyleyebiliriz. Çocukların maske-mesafe-hijyen üçlemesinin üçüne de erişemediğini söyleyebiliriz. Okullar kademeli açıldığı süreçte çok az çocuğun okula gidebildiği görüldü. Salgın süreci var olan eşitsizliği Roman çocukları aleyhine ciddi manada derinleştirdi.

“Tamam, uzaktan eğitime gireceğiz de…”

Bu süreçte çocuklarla bir araya geliyorsunuz. Onların ağzından yaşamları ile ilgili ne gibi anlatımlar duyup deneyimlediniz?

Çocukların Kale’de hayatın çok erken farkına vardıklarını söyleyebiliriz aslında. Yaşam zorluklarını çok erken deneyimleyip, çok erken büyüyorlar. Bununla ilgili binlerce anı anlatabiliriz. Roman kimliklerinden dolayı sevilemeyeceklerini düşünenler bile var aralarında. Hayalleri sınırlandırılmış, gerçekler etrafını sarmış Kale çocuklarının…

Onların ağzından birkaç örnek vermek gerekirse:
-Siz bize hayallerimizi soruyorsunuz ama biz zaten 15-16 yaşında evleneceğiz.
-Benim hayalim yok ki.
-Neden gelmedin diye 10 yaşındaki bir çocuğa soru sorduğumuzda ‘Kardeşime bakıyordum’ cevabını alıyoruz.
-Çalışalım da çalışacak yer mi var evde?
-Siz bana okula git diyorsunuz da melodika çaldığım için bana romanika diyip dalga geçiyorlar.
-Kışın sobanın başında 8 kişiyiz kitap okusak kafamı kaldırır.
-Tamam uzaktan eğitime gireceğim de tek telefon babam da o da çok geç geliyor. Gelse de n’olcak ki ben mi gireceğim kardeşim mi girecek?