Yalan haber ya da yanlış bilginin yaygın olduğu internet ortamında, kullanıcıların manipüle edilme ihtimali çok yüksek. Çoğu yetişkinin, internet ortamında karşılaştığı bilgi ya da görseli doğruluk kaygısı yaşamadan dolaşıma sokması, teyit süreçlerinin benimsenmemesinin bir sonucu.
Yetişkinlerin manipüleye bu denli açık olduğu internet ortamı, çocuklar için güvenli bir liman sayılmaz. “Fake news” kavramının dilimize yerleştiği çağda, çocukların yalan habere maruz kalmaması, kalsalar bile bunu anlamaları neden önemli sorusunu uzmanlar NewsLabTurkey için yanıtladılar.
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Suncem Koçer’e göre, çocuklar için medya okuryazarlığının medyanın etkilerinden korunmaya yoğunlaşması eksik bir anlayış. Yaşamın tamamen medya süreçleri ve internet teknolojileriyle örülmüş olduğunu ifade eden Koçer, “Medyayı salt çocukları korumamız gereken bir şey olarak tanımlarsak günümüz dünyasının dışında kalmış oluruz,” diyor.
Mevcut yeni medya ortamında, çocukların haber kullanım süreçlerine aktif olarak katılmalarının zorunlu olduğunu kaydeden Koçer, “İçerikleri tükettiğimiz kadar üretiyoruz da. Hatta bu süreçler birbirinden ayrılamaz bir hâlde. Yanlış bilgi ve haberle ilgili eleştirel farkındalık hem tüketim hem üretim üzerinden bütüncül bir yaklaşımla geliştirilmeli. Yanlış bilginin tespitine dair yetiler bu bütüncül yaklaşımla geliştirilmeli,” diyor.
Medya okuryazarlığı dersi
Medya okuryazarlığı alanında yetkin bireylerin yetişmesi için zorunlu medya okuryazarlığı dersinin önemine dikkat çeken Koçer, iletişim formasyonu almış, haberin kurgulanışı ve içeriklerin oluşma mekanizmalarına hâkim ve medya sahiplik yapısının haber türüne etkisini detaylarıyla incelemiş iletişim fakültesi mezunlarının, medya okuryazarlığı dersi vermeleri gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “İletişim fakültelerinin genelinde bu profilde mezunlar verilip verilmediği başka bir tartışma konusu.”
Çocuklar için dijital okuryazarlığın getirileri
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Sinan Aşçı, çocukların sosyal medya kullanıcılarının üçte birinden az bir yüzdelik dilimi oluşturmalarına rağmen, bunun dikkate değer bir kullanıcı sayısı olduğunu söylüyor.
Gelişmiş dijital okuryazarlığın çocuklara pek çok getirisi olduğunu söyleyen Aşçı, “Dijital okuryazarlık günümüz dünyasında çocukların yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri, eğitim alanlarında etkin bir öğrenme sürecine dahil olmaları, ilerleyen yıllarda gündelik hayatta ya da iş hayatındaki ilişkilerinde maksimum başarı elde etmelerinde etkili,” diyor.
Ailelerin yaş, kullanım süresi, güvenlik önlemleri ve araştırmacıların tavsiyeleri dışında kendi aile yapıları doğrultusunda karar almaları gerektiğini vurgulayan Aşçı, “Ebeveynlerin, yalan haber ya da yanlış bilginin ne olabileceğini dijital kullanımına eşlik ettikleri çocuklarına açıklamaları, sürekli olarak edinilen bilginin başka bir kaynaktan kontrol edilmesi ve doğruluğundan emin olunana kadar araştırılmaya devam edilmesi gerektiğini belirtmeleri ve deneyimlemeleri başlangıç için yeterli olacaktır,” diyor.
Aşçı’ya göre ebeveynlerin çocuklarıyla birlikteyken karşılaştıkları doğru olmayan bilgiye alaycı yaklaşıp yok saymak yerine, şüpheci bir yaklaşımla onun neden doğru olmadığını ve bunun nasıl ortaya çıkarılabildiğini açıklamak daha ileri düzey tartışmaları ve öğrenmeleri de beraberinde getirecek.
“Bilginin kaynağının ve farklı kaynakların kontrol edilmesi, içeriklerin yayın tarihleri ve kullanılan görsellerin ne kadar ilişkili olup olmadığının kontrol edilmesi ve yazarının araştırılması en basit adımlardır,” diyor Aşçı.
Medya okuryazarlığı derslerinin, araçları tanımlamak ve onların tarihçelerinden bahsetmekten ibaret olmaması gerektiğini dile getiren Aşçı, “Pedagojik eğitim almış iletişim fakültesi mezunları tarafından yürütülecek ve sadece tüketim ve değerlendirme değil, üretim ve paylaşmaya da yönelik farklı yetkinlikleri kazandıran bir eğitim içeriği olması medya okuryazarlığı dersinin amacını daha net ve doğru bir şekilde ortaya koyacaktır,” şeklinde değerlendiriyor.
Doğrulama platformu teyit.org‘un kurucusu Mehmet Atakan Foça, internetin ilk kuşaklarının, geleceğe temiz ve doğru bilgi içeren bir ortam bırakmakta başarılı olamadığı görüşünde. Çok genç yaştan itibaren çocuklara internetin devasa bir bilgi hazinesi olduğunun yanında, her zaman doğruları içermeyeceğinin de aktarılması gerektiğini savunan Foça, “Dijital okuryazarlık olarak adlandırdığımız bütüncül bir yaklaşımın içinde yalnızca doğruyu yanlıştan ayırt etmek değil, aynı zamanda güvende kalma, araştırma yöntemleri ve dikkat dağınıklığıyla mücadele edebilme gibi yetenekler de var. Birbirinden beslenen bu yetenek setlerinin tümünün çocuklara hem okulda hem aile içinde kazandırılması gerekiyor,” diyor.
Dijital okuryazarlığı geliştirmede aile etkisi
Çocukların dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmede en kritik ögenin aile olduğunu söyleyen Foça, “Henüz internette doğru ile yanlışı ayırt edebilmeyi öğrenememiş bir ebeveynin, çocuğuna da bunu öğretebileceğini düşünmek hayal olur. İnternette bizim (teyit.org) yayınladıklarımızın yanı sıra doğru ile yanlışı ayırt etmeyi öğreten çok fazla içerik var. Tabii her şey ne kadar zaman ayırdığınızla da alakalı. İnternetteki vaktini oyun oynama ve alışverişle dolduran insanların, bu mecralarda dahi nasıl veri hırsızlığına ve ardından dezenformasyona maruz bırakıldığını tekrar etmeye gerek yok,” diyor.
Ailelere tavsiyeler
Ebeveynlere, çocuklarıyla internette birlikte zaman geçirmeyi alışkanlık hâline getirmelerini öneren Foça, “Söz konusu zamanı çocukların dijital okuryazarlık becerilerini geliştirecek araç ve oyunlarla doldurabilirler. Common Sense Media‘nın e-posta bültenlerine abone olmalarını, dijital becerileri geliştirecek oyun, okuma ve film önerilerini takip edebilirler,” diyor.
Teyit.org’un kullandığı kamuya açık doğrulama yöntemlerinin çocuklar için uygun olup olmadığını sorduğum Foça, “Birçoğunu çocuklar da kullanabilir,” diyerek ekliyor:
“Yetişkinlere nazaran çocukların bu araçları kullanmaları kuvvetle muhtemel. Bir kere teyitçilik zorunlu olarak, dijital ayak izlerini takip etmekten yani popüler deyimle stalker’lıktan geçiyor. Çocukların stalk becerileri yüksek. Kullandığımız araçlarla oynama ve dijital araştırma tekniklerini bir yetişkine göre daha hızlı kapabilirler. Fakat yaş grubu açısından konuşmak da önemli. 6-12 yaş grubu için belki daha kolay araçlar, oyunlar geliştirmek gerekiyor. Bizim çocuklar ve öğretmenlerle çalışmak için planlarımız var ama yanlış bilgiyle mücadele için aynı anda pek çok cephe açmamız gerekiyor. Daha fazla aktörün bu konuda çalışma yapması ve Teyit’le iş birliği geliştirmesi daha gerçekçi bir çözüm olur. Tüm sorunları biz çözemeyiz fakat çözecek kişiler, kurumlarla dayanışma içinde olabiliriz. Yine de iş başa düşerse, ‘Yapmayız’ da diyemeyiz.”
Bu konuda dünyadan bir örnek ise çocukların yalan haberden korunmaları adına harekete geçen The Guardian Foundation. Guardian Foundation, National Literacy Trust, Google ve PSHE Association ile iş birliği yaparak 2017 ve 2018 yıllarında çocukların teyit reflekslerini geliştirmeyi amaçlayan medya okuryazarlığı atölyeleri düzenledi. Haber yaratılış süreçlerinin detaylı olarak işlendiği The Guardian’ın merkezinde gerçekleşen atölyelerde 9-11 yaş aralığındaki çocuklar, gerçek ve kurgu haberi birbirinden ayırt etmeyi, haberi eleştirel bir gözle okumayı ve haber yazmayı öğreniyorlar. Gelişkin ve eleştirel medya okuryazarlığı becerisine sahip olmaları hedeflenen ilkokul çağındaki çocuklar, kendi hazırladıkları gazeteyle edindikleri bilgileri pratiğe aktarma fırsatı buluyorlar.